Zalimde hikmet boldur, âlimde ise fazlası,
Zahirde sır çoktur, ahirde ise dahası.
Kendini bildiğinden ejder oldu Musa(a.s)’nın asası,
Kendinden bildiğinden yuttu Firavun’u su damlası.
Geçmedi kursaktan haram lokması,
Tünemişiz bir kadim sandığın üzerine,
Açmışız avucumuzu önümüzden geçenlere.
Dilenir dururuz, bakmadan altımızdakine,
Haksızlık ederiz böylece bahşedilmiş nimete.
Anahtarı sabır, kilidi selametten bu sandık.
Dünya bir tuzak, başlangıcı beşik,
Ahir değil uzak, kabir yalnız eşik.
Dolar kursak günbegün, aldanır kul,
Kendindir kendine en büyük okul.
Öğren içlerinde her gün yeni birini,
İçimizde hayır hasenat,
Dışımızda fitne fesat.
Bırak dışla meşgul olmayı,
İçe bak insanoğlu.
Sayılı nefesin var zaten,
Hayrı arayan kul İlah’a hayran olur,
Hak peşinde diz çökenden hayrat olur.
Hakikat yıldız ise kalemler hilal olur,
Lal kalmaktan erer kul, ezan okuyan Bilal olur.
Hayy’ın hayali titretir kolu, elde kalem oynamaz olur,
Meşguliyeti bitmeyen bir dünya burası,
Her ertelemede aslı, yerden biter nicesi.
Eksilmez verilen sözlere karşılık sınaması,
Uğraşıp giderken sen, vurur ölümün sillesi.
Son nefeste aralanır perde, göremediklerini görürsün,
Nefes vereceksin bir gün,
Batıla vereceğin son şey olduğunu bilmeden…
Ve selam verecek sana bir görevli,
Alacaksın selamı,
Görevin sen olduğunu bilmeden…
Mal ve mülk sana tahsis edilmiştir ancak,
İstifade edişine göre bereketlenir ancak.
Sana çokça verileni takdim etmezsen sende,
Tahrip eder seni de boğulursun içinde.
Yapışır bileğine kelepçe gibi tümden,
Kursaktan her geçen farklı bir tat,
Elini her attığın farklı bir doku.
Çehreni çevreleyen çokça hoş koku,
Yaratanı, yarattıklarından oku.
İşitmediğin an sesi yavaşlar kalbin,
İlker Mete Uysal – Tek Yegâne Yekpare
Neresine ayak basarsan bas şu yalan dünyanın
Tek gerçek var inananlar adına dillerde.
Her toprak parçasında farklı lisan olsa da,
Besmelemiz var, yegâne yekpare.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!