İlkbahar Üzerine Varsayımlar

Salih Bolat
34

ŞİİR


42

TAKİPÇİ

İlkbahar Üzerine Varsayımlar

diyelim ilkbaharı ikiye böldük
nasılsa yarısı kullanılmadan atılıyor
rüyalarımızı uyguladık yarısına diyelim
yüzümüzde geleneksel bir gülümseme
diyelim zor yetiştik, sirkeci iskelesinden
sessizce batıp giden bir bir gemiye.

diyelim bir şair aşk şiirleri yazmak için
kapı kapı dolaşıp aşk sözcükleri topluyor
diyelim mevsimlerden ilkbahar, elbette âşığız
seni seviyorum'u, alıp başımızı gidelim'i
beni bırakma'yı, mutlu aşk yoktur'u
bildiğimiz bütün aşk sözcüklerini verdik diyelim.

leylekler ilkbaharda gelir ya
diyelim, biz geldik onların yerine
badem ağaçları çiçek açar mı yine?

Salih Bolat
Kayıt Tarihi : 20.9.2016 14:03:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Cihat Şahin
    Cihat Şahin

    İlkbahar, yaz, sonbahar, kış, bunların her birisi- siz bazı bölümlerini beğenmeyip çöpe atmak istesiniz de- her şeyiyle yerinde ve hikmetli ve de maslahatlıdır Şair bey. Bu maslahat ve hikmetleri keşfetmek için, biraz dini ilim ve biraz da fenni bilgiye muttali olmak iktiza ediyor.

    "Aşk" konusuna gelince, biz bu mevzuyu bu sayfalarda yıllardır, dini, ilmi ve tıbbi boyutlarıyla izah ve ifade etmemize rağmen, ne hikmetse ekseri arkadaşlar, eski gayr-i ilmi ve gayr-i dini ezberlerini bozmak istemiyorlar. Biz, Hakkın ve Hakka tabi halkın nazarında müttehem olmamak için aşkın ne manaya geldiğini bir kez daha beyan etmek istiyoruz şöyle ki:
    "Aşk", "Işk" kökünden türetilen bir tabir olup, mana olarak da, sevenin sevdiği kişiyi -tıpkı sarmaşığın kendisine payandalık yapan fedakar ağaçlara yaptığı gibi- severken boğup öldürmesi demektir. Bir başka manasıyla da, "aşk" sevmekte sınır tanımamak ve Allah'ın koyduğu fıtri ve makul ölçüleri aşmak, tıbbi gerçekleri hiçe sayıp, sevgi konusunda en zararlı tarzı ihdas edip hayata geçirmeye çalışmaktır ki, bunun manası, hem kendine hem de muhatabına en büyük kötülüğü yapmaktır.

    Hayırlı, meşru, fıtri, makul ve baki muhabbetler dilerim.

    Cevap Yaz
  • Hüseyin Demircan
    Hüseyin Demircan

    Ve kurbandan artan
    İşkembeye bakınca şimdi
    Sen gelir oldun aklıma yâr

    Yarsam ortadan sirkeli
    Sarmısaklı suya ıslasam mı aceba

    Paça mı yesem biraz kelle ile
    Şırdan mı taam eylesem yoksa

    Çok vakit olurdu mesut pahtiyar
    Dört yanım kokar iken pirzola

    Ne hoş komşu idin sen şaziye teyze
    Zerzevat ayıklardın hem de gün boyu

    Oyuncak oynar gibi sana bakar dururdum
    Kalbi çarpar idi kalbi vururdum

    Dökülen süt dişim geldi aklıma
    Ve baklava alacak paramız yoktu
    Fakrü zarureti sır gibi saklama
    Hasret çektiğim kaşar bağrımın oktu

    Akşama kokoreç nede giderdi

    Deterjan kosam şimdi leğene
    Su kaynatsam mı tahta sap tenekefe soba üzeri bırakıp

    Klorak kattığım karışım ile

    Temizler mi hüznümü bilmem
    Ve akan burnumda sen tütüyorsun
    İstemem ne bulaşık yıka ey sevgili

    İstemem ne çamaşır
    Ne ütü yorsun

    Ben şimdi seni seviyorum
    Bilmem ki sen ne diyorsun...


    .............


    Müellifini unuttum şu an

    Aynı ayarda hüzünlü

    Duygu yüklü şiir olmuş

    Gel de tebrik etme

    Vay annasına sayın izleyiciler

    Amma da şairlerimiz var yahu

    Elinden tutulup keşfedilme bekleyen

    Teşekkür antoloji

    Müteşekkirim Seçki kurul

    Seçki müsebbip

    İyiki varsın

    Var ol..

    Cevap Yaz
  • Gökay Yaşar Üzümcü
    Gökay Yaşar Üzümcü

    '' diyelim bir şair aşk şiirleri yazmak için
    kapı kapı dolaşıp aşk sözcükleri topluyor. ''

    Bazı çocuk, ilk anlamlı konuşmaya başladığında doğru değil idiyse sizin niye küfür ettiğinizi sorar. Bazısı bunu tıklım tıklım otobüste yapar, bazısı akrabalarınızın yanında... Bu biraz böyle bir gerçekçiliğin içerisine düşürdü beni. Tebrik ederim.

    Cevap Yaz
  • Vera Erendiz
    Vera Erendiz

    bu şiir nedense ,
    Theo Angelopoulos'un
    "eternity and a day " (sonsuzluk ve bir gün)
    filmini çağrıştırdı bana..

    filmde hayatını kaybettiği kelimeleri bulmaya adamış noktasız ve uzun paltolu bir şairin "çok geç"liliği işleniyor..
    denizi izleyen bir bankın köşesinde kelimeleri ararken yaşamın parçacıkları geçiyor gemiler gibi..
    ısrarlı ve telaşlı korna sesleri çalınan kelimeleri başka diyarlara götürmekle meşgul..
    "hayat istenildiği gibi gitmeme" sıfatını usul usul yerine getirmeye devam ederken küçücük bir ağızdan kocaman sözcükler giriyor uzun paltonun cebine.
    her kelimenin karşılığı bir buket sevgi..
    bir buket yalnızlık..

    şiire ve şairine teşekkürlerimle..

    Cevap Yaz
  • Cihat Şahin
    Cihat Şahin

    Ağaçların zamanı gelince izn-i ilahi ile çiçek açmaları, Allah'ın kainattaki adetullah kanunlarındandır. Bizler bu dünyada bulunma hikmetini unutsak ve asıl vazifemizin Allah'a kulluk olduğunu der-hatır etmesek de, cümle nebatat, hayvanat ve camidat asla kendilerine tevdi edilen vazifelerini ihmal etmezler. Onun içindir ki bir ayet-i kerimede, "BİZ O EMANETİ GÖKLERE, YERE VE DAĞLARA ARZ ETTİK DE, ONLAR ONU ÜSTLENMEKTEN KORKUP İMTİNA ETTİLER. LAKİN İNSAN ONU ÜSTLENDİ. ÇÜNKÜ İNSAN, ÇOK ZALİM VE ÇOK CAHİLDİR." buyrulur.

    Herkese hayırlı sınavlar dilerim.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (11)

Salih Bolat