Yanlış trenden indin seni şehrin aynasından geçirdiler
Sana baktım yıllarca hep aynı özlem penceresinden
Yürüyen ve kaçan yalın ve çocuksu özlem penceresinden
Denize karsı küçüle küçüle giden evleri
İnce ince karşılardın olağan karşılardın
Şen dünya içinde sen dünya içinde bir avuç şen dünyaydın sen
'Aman gelme' dedim, bak geldin işte
Dünyaya meylin var, 'beşer'sin bebek
Bir bilsen dünyamız neyin nesidir
Ayırır ağzını işersin bebek.
Kimisi su katar içtiğin süte
Devamını Oku
Dünyaya meylin var, 'beşer'sin bebek
Bir bilsen dünyamız neyin nesidir
Ayırır ağzını işersin bebek.
Kimisi su katar içtiğin süte
duygusunu yitirmiş ve kahramanını boğmuş her şiirin mekanikleşmesi kaçınılmazdır.bu da okuyucunun hikayenin derinine inip kendine bir rol almasını büyük ölçüde engelleyen bir unsurdur.
bu şiirde kullanılan betimleme ve imgelerin ustalığı elbette sıradan olamayacak kadar kalitelidir.ama şiirin altında Sezai karakoç ismi olmasa günlük antoloji listesinde yazılan herhangi bir şair arkadaşımızın şiiri olarak da düşünebilirdim.
emek ve paylaşım için teşekkür ediyorum.
saygılar
Poetikasında şairi milletin yorumcusu, sözcüsü, yol göstericisi, “kelimeler ülkesinde bir bilge” olarak tanımlayan Sezai Karakoç’un yukarıdaki şiirde geyik motifinden yararlanması şaşırtıcı değil.
Aslında şiir, “bahar bilgisi, güneş, at, yeni ay, deniz, nehir, göktaşları, geyik, ok” gibi pek çok motifle efsanelere gönderme yapar gibidir. Nasıl ki Türk mitolojisinde Asena’nın - Ergenekon’da kurdun- , şaman hikâyelerinde doğan, kartal, kurt, şahin, geyik gibi evcilleşmemiş, doğal yaşama ait ve gücü temsil eden figürlerin rolü yadsınamazsa, Hun efsanesinde de göç sırasında bataklıkta yol gösteren geyiğin önemi gözden kaçırılmamalıdır.
Geyiğin, bir Göktürk atası olan kurtla çiftleşen, kılık değiştirmiş bir deniz tanrıçası olduğu söylenir. Geyik rehberdir, pek çok menkıbeden anlarız ki geyik kutsaldır, dokunulmazdır. Geyik avlayan lanetlenir. Örneğin şamanlar geyik için av yasağı koymuşlardır. Kökleri Dede Korkut hikâyelerine uzanan Anadolu masallarında, Anadolu sözlü şiir kültüründe (geyik, ceylan, ceren, alageyik) “merkeb-i evliya”dır. Geyikli Baba, adını geyiğe binmesinden, geyiğin buna izin vermesinden alır. Hacı İbrahim Dede menkıbesinde, Dede’nin harmanını sürüp savuran; Baba Hızır menkıbesinde – cami yapımında – keresteleri taşıyan yine geyiktir. O öyle sevecen, öyle yol gösterici, öyle özverilidir ki, sevgiliyle (dolayısıyla aşkla) özdeşleştirilmesi doğaldır.
Sn. Karakoç şiirini böyle hissederek, böyle düşünerek mi yazdı bilmiyorum ama bende bıraktığı izlenimler, hayal gücümde dokunduğu adacıklar bunlar…
Ve elbette şairin, yeniyi ararken, aynı zamanda gelenekle bağ kurma becerisini de dikkate almak gerekir. Sezai Karakoç, halk arasında ekseriyetle kabul edildiği gibi, sadece “hüznün şairi” değil; çok yönlü, donanımlı, entelektüel kapasitesi yüksek ve aynı zamanda yenilikçi bir şairdir. Bu altyapının, şu veya bu şekilde, şiire yansıması ise doğal bir sonuçtur diye düşünüyorum.
(Bunları yazdıktan sonra günümüzde yaygınlaşan “geyik muhabbeti” kavramına dokunmak bile ağır geliyor bana. Nereden nereye gelmişiz? Üstelik bile bile lades demişiz, zenginliklerle dopdolu bir kültürü görmezden gelerek… Yazık!)
Dün ' Bodler'i ' okudum.Bugün ' İLK ' 'i..Adeta şiirleri karşılaştırma yapılmış.Aynı duygulara sahip iki insan.Bir tablo var karşımda , manzara çok güzel.Geyikler ve ay...Akan ilk nehir.Suna, niçin işledi çocuk cennetindegünahların ilkini ! Şen dünyaydın sen.Kapılar niçin kapandı ? Yanlış yapıla ilk ok...Kolay gelsin üstat.Saygılarımla.
17.04.2010 / Ankara / Nazır ÇİFTÇİ
Sen bir el uzanışıyla aydınlanan yeni ay mısın
Geyik resimleriyle kabarık her köşen
Geyik derisinde akan ilk nehir
Bir el uzanışıyla
buraya takıldım ben de.. sanırım ikinci yeni muhabbete kadar getirmedi..
Mona Roza ..
Bahar bilgisi güneş rengi at soluğu ve sen
Seni çağırıyorum geç gel ağlayan son bakireler içinden
Kadınlar taş heykeller gibi gelip gecer sarı kayalardan
Hangisine baksam sen kımıldar sen seslenirsin içerlerden
Çekil karşımdan sultanı cariyelerde aramak körlügü diyorum
Körlük güneşe ve gözlerime doğru gelen
ustaya saygılar
Geyik resimleriyle kabarık her köşen
Geyik derisinde akan ilk nehir
Bir el uzanışıyla
okurken dikkatimi çekti..ikinci yeni de ne çok geyik geçiyor..
geyik muhabbeti düşünüyorum da ikinci yeni sonrası icad olan bir deyim midir..geyiğin sosyolojik ve mitolojik karşılığı nedir günümüz toplumunda
Sen bir el uzanışıyla aydınlanan yeni ay mısın..
periler iner suya..ay dolundur ve çekilmez dünyanın kahrı artık..çekilmez uzaklık..çekilmez ölüm..şimdi bir el uzanışıyla yeniden aydınlanan aşktır gözlerimiz..
@..
Yanlış trenden indin seni şehrin aynasından geçirdiler ...
mükemmel dizeler hemşehrimi kutluyorum...
mükemmel bir şiir...
Bu şiir ile ilgili 33 tane yorum bulunmakta