Ulu Tanrı,
Güzel Tanrı,
Bengü Tanrı,
Saçının her teline bin güneş mi koymuş?
Çatlayan yüreğime su dilenmiştim,
Su diye göğsüme seni mi serpmiş?
Gözlerin,
Kör kuyudan üstüme düşen ışık mı?
Aşkının şavkıyla ruhum yıkandı.
Nefesim olmuşsun da haberim mi yok,
Ben mi tutuştum, yoksa cihan mı yandı?
Gül yüzüm,
Gülen yüzüm,
Sevdiceğim;
Kıvrılsın o tatlı yanağın, bir tebessüm et kâfi,
Gülüşünü gören dağ olsa bağrını açmaz mı?
Seni getiren yollar geri götürecekse eğer,
Dur deyince durmayan kalp utanmaz mı?
Bu satırlar,
Bu yalvarış,
Bu haykırış,
Çınlata, çınlata kulakları yırtmaz mı?
Geçte olsa seni bulmuş bu yürek,
Sarmaz mı?
Yanmaz mı?
Sana tapmaz mı?
Gözümün gördüğü en güzel şeysin sen;
Ruhuma huzur,
Uçmaklık bekleyen aciz bedenime can,
Koca bir yüreksin göğsümün içinde sen, sen diye çarpan!
Merhaba ile hoşça kal arasında;
Belki ilk ağlayışım,
Belki son bir nefes,
Gökyüzünün sığdığı küçük bir pencere,
Dünyanın sığmadığı minicik bir çift kanat.
Duy sesimi,
Duy beni,
Laf anlamaz, söz dinlemez sevgili,
Gel otur şöyle yanıma,
Bir de buradan seyret kendini,
Uzun, uzun izle öylece.
Göreceksin;
Dünya susacak,
Gün aydın olacak,
Nere baksan kendini göreceksin.
Söylediklerimin süslü sözler olmadığını;
İşte o zaman bileceksin…
Kayıt Tarihi : 26.5.2022 12:18:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Saygı ve selam ile kalınız...esenlik dileklerimle
TÜM YORUMLAR (1)