Dev bir kampananın dişleri arasında sanki göğüs kafesim. Nefes almaya kalksam, içerime batıyor yokluğun ve ben her seferinde ölüme kavuşmak için dualara bırakıyorum kendimi.
Sözlerin geliyor aklıma!
Beni sana doğru iten sesin geliyor kulağıma. Sonra, uzaktan gelen bir esintiyle koklamaya başlıyorum havaya yayılan bahar çiçeklerinin izlerini.
Aylardan Aralık, sen yoksun!
Bense, eksiğim öksüz bir çocuk gibi…
“Gel! ” demeye kalksam, tiz bir çığlık çıkıyor dudaklarımdan. Sadece çocukça bir hıçkırığa yakışıyor, biliyorum…
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman