kimseye küsemiyorsun
yazık
demek kimseyi sevemiyorsun
ah bir gücensen bana
ıslak dallar atalım ateş aldıkça
fukara sevdasıdır, değil midir, bizimki
ne güpegündüz yansın, ne gece yarısı sönsün
ilk nöbet kimin
elimden tut nefrete koşalım
aşktan daha uzun sürüyor ömrü
süt dişimsin bir an önce sızla dökül
yetişkinliğimize ya da herhangi bir nedene yetişelim
kendimi öpesim geliyor ne kadar bedbahtım
hayaletlerim var bu ne iddialı yalnızlık
yağmuru ya da rüzgarı yere çalabilirim bu akşam
ölüme bile ulaşamayacağımıza dair
berbat bir his var içimde
Kayıt Tarihi : 6.12.2006 22:00:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Nilgün Aras](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/12/06/ilk-nobet-kimin.jpg)
Desinler..
Örneğin serbest derken ser i farsçadan best i ingilizceden alırsak yer yerinden mi oynar..
Ölüme bile ulaşamayacağımıza dair
berbat bir his var içimde
yani adam gibi ölemiyeceğiz be hüsrev dese sadri alışık bir filmde ve hüsrev filmde tarık olan sadriye yaw tarık şu zıkkımı adam gibi içmesini öğrenemedin be kardeşim dese peltekleşen diliyle serbest, sermest ve seri hoş bi vaziyet almaz mı seyrettiğimiz manzara..
Bugün canım o kadar sıkıldı ki ...lar sonrasında aklınıza geleni söyleyebileceğiniz bir dost istemeniz vardır gözkapaklarınızı acıtırcasına birbirine bastırarak..
Ciddileşiyorum.(aslında ciddiyim ama yine de yanlış anlaşılmak korkusu kapladı içimi)
Aras şiirleri serbest çağrışımlara açık bir şiir..Ama bir o kadar da disiplinli..
O'nun yukarılarda bir yerlerde yakaladığı özel bir ''gerçeklik'' dünyası var..
Ne kadar yukarılarda..
kararınca bir yukarılık bu..
Ayağınızın yerden kesildiği bir gerçek..
Ama düşerseniz hastanelik olmazsınız..
çok iyi, çok çok iyi bir ŞAİR!...
kutlarım
..............her nedense güçlü yorumcular şiirlerinize
bolca zaman ayırmışlar.
Üstadım bizden size sadece ve sadece içten ve samimi bir kutlama...
Tebrikler...
Şiirin dışında bırakılmış üstümüze yürüyen ve bu dizelerle yatıştırılan duygularda sızı var.
Dizelerin hızı parlayan aleve çarpmamak için temkinli. Aksi takdirde temayı hızıyla allak bullak dağıtırdı.
Buruk yorgunluklar ve yalnızlıklar sonrasında moralize edilmeye çalışan ruh sadeliğinde yürüyüşün kolay tarif edilemeyen bir ahengi vardır. Koşarsanız gerilmiş sinir keman çalar. Öyle bir ustalıkla gedersiniz ki empatikliğiniz ilaç gibi gelir. Sakinleştiren ilaçlar gibi dizeler. Bu ruh halinde fazla alınan ilaç zehirler gibi geldi bana. Yol kenarında şarampole yakın bölümdeki patikamsılıkta gider gibi. İyiki yolun ortasından gidilmiyor.
Sevseydim, sevgi yoğunluğunda gerektiğinde gücenmeler de olsaydı keşke, hiç sevmemekten muteberdir. Ateş hemen sönmesin diye zor ve geç yanan ıslak dallar atılsın. Dal olduğuna göre aceleyle ağacından koparılmış büyük ihtimal. Sistemli yakılmayan olmayan bir ateş. Gündüzde yakışık değil, gecede her zaman olduğu gibi ateşe ihtiyaç var, sönmesin. Cılız bırakılmış aşkın ateşe ihtiyacı bulunmakta. Sönmemesi için de başında nöbet tutulacak. Peki kim tutacak. Sevmeyi beceremeyin mi, sevilmeye layık olan mı?
Ve özeleştiri. Sevgiye oranla nefretin ömrü daha uzun. Bu iki dize Aras şiirlerinde her zaman olduğu gibi ikili şövalye.
Duygu bütünlükleri arasındaki bilinçli sıçrama dikkat çekiyor. İroniklikle nefret geçerli kılındıktan sonra ilk aşkın yakadan düşmesi için (aslında istemiyor) söylenen' süt dişimsin bir an önce sızla dökül' şahane dizesi 'artık gelişmiş haline dön, aslını göreyim' diye nara atıyor.
'Yetişkinliğimize (sevgiye elverişli hale gelme, sevgi için olgunlaşma, gelişme) yada herhangi bir şeye yetişelim.(Sevgi mahrumiyetlerinden sonra erişilen, ulaşılan, sevgi alanında eskiye oranla hayata anlam veren) dizesindeki 'yetiş' kökenli anlamları farklı iki sözcük ve kullanılması makbul sayılmayan 'şey' bilerek şiirin özüne programlanmış.
'Kendimi öpesim geliyor ne kadar bedbahtım'
Yüksek binaların akşamları yanıp sönen paratoner ışıkları çağrıştı bu dizeyle. Net olmasa da iyi bir sevgi platformu özleminden sonra yine empatik bir hıçkırış aslında. 'Hayaletlerim var bu ne iddialı yalnızlık' freni paratonerin üstünden büyük bir cazırtıyla uçup giden bir uçak gibi.
Bu ne ruh hali böyle. Duygular sürüldüğü sahada yağmura zor dünüşecek bulutlar gibi.
O da ne? Yağmuru ve rüzgarı yakalamış ellerinde tutuyor. Yere yapıştıracak, o denli güç kazandı. Hıncını alacak. Fakat ölüm bile istenilse dizginlenmiş zamanın berbatlığında ondan da umut yok.
Empatik ve ironik dalgalar nasıl da bir üelemeyle sakinleştirilmiş. İçimde toprağa karışması zararlı olan bir enerji bıraktı bu şiir.
TÜM YORUMLAR (12)