İftara yaklaşıyor vakit, kızımı bekliyorum.Gündüzleri çok sıcak, evden çıkmak içimden gelmiyor.Mecbur kalmadıkça da çıkmıyorum.
Sahura kadar oturuyorum. Gündüz de gözümü açamıyorum. Vurup kafayı yatıyorum. Telefonum çalmasa belkide uyanmayacağım.
Nur içinde yatsın anneciğim. Ramazanı uykuya tutturmak olmaz derdi doğruda söylerdi.
Ben oldum olası çok severim ramazanları, değişik bir ruh haline bürünürüm. Büyük bir huşu dolar içime.
İlk orucumu tuttuğumda, anneciğim beni sırtına alıp dolaştırmıştı.
Annem yapma, yorulursun demiştimde Yok Nazlım böylece sevap kazanıyorum.Senin sevabın kadar banada veriyor Rabbim demişti.
Sonra da, iftar vakti bana bir sürüde iftarlık vermişti. Ogünde sadece bana özgü tüm sevdiğim yemekleri yapmıştı.
Böyle miydi gerçekten, yoksa Menekşe Gözlüm beni özendirmek için mi yapmıştı bilmiyorum? ..
Bende aynısını kendi yavrularıma yaptım.Yavrularım Allahıma emanet olsun.Erken tutmaya başladılar.
Serdarımı sırtıma aldığımda, çok sevinmişti, ona iftarlıklar almıştım..
Nazomuda ilk oruçlu olduğu gün sırtımda taşımıştım da, indirmesi bayağı bir zaman almıştı Hadi anne, biraz daha.. sonrada hediyelerle sevindirmiştim.
Minik kuşum uda aynı şekilde ödüllendirmiştim, nerde ise sırtımda uyuyacaktı..
Şimdi çok güzel tutuyorlar, hiç acizlenmeden. Maşallah.
Sahur yemeklerini Nazana yıktım. Canım yavrum, bizim annemiz olup hazırlıyor. Bende naz yapıp, keyfini çıkarıyorum.
Sokakta aleni orucunu yiyenlere hayretle bakıyorum, çok rahatlar.Örümcek kafalı değilim, lakin ramazana ve oruç tutanlara, saygılı olmalılar diye düşünüyorum.Sonuçta her koyun kendi bacağından asılıyor. Kişileri yargılamak haddim değil..
Ahhh anneciğimmm, Menekşe Gözlüm, nur içinde yat. Özledim senin sahur ve iftarlarını..
Davulcu Kırık Cemali ne büyük bir keyfle beklerdik camdan. Tam kapımızın önünden geçerdi çalarak.O zamanlar, pek bir hoşuma giderdi.
Bizi hissedince durur, uzun uzun çalardı.Sende ona para verirdin..
O ne lezzetti, anılarımda kalan.
17 / Ağustos / 2011
saat: 01:48
Kayıt Tarihi : 18.8.2011 01:33:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Cek -cakları yaşarızda, bugünün tam olarak bilincine varamadan bir şeyler kayar avuçlarımızdan. Keşke ile başlanan bir anlatı, eyvah demektir! O günü demek ki doya doya yaşamamışım. Anneciğimle yaşadıklarım, belleğimde kazılıdır, hiç çıkmamacasına..
![Nazlı Nalçacı](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/08/18/ilk-iftarligim.jpg)
Çünkü o yıllarda çay zeytin bizim en lüks yiyeceklerimizdi.. Bir de katmer yapıyorlardı sahur yiyecekleri arasına..
Hele de şafak öncesi babam namaz için kalktığında önce bulunduğumuz odanın, obun sobasını yakıyordu.. sobanın içindeki alev ışıklarının kapak aralığından karanlıkta, karşı duvara yansımasını izliyordum hep..
Odanın karanlığında, babamın namaz kılışını ve sobanın kapağından karşısındaki duvara yansıyan ışıklar beni rahatlatıyordu..
O günlerimiz yokluk içindeydi ama bugünlerimize nazaran daha mutluyduk..
Çünkü her yıl Dünyada açlıktan ölen yüzbinlerce inanın öldüğünden haberimiz bile yoktu..
Ne emperyalizmi tanıyor, nede işgallerini, tecavüzlerini, katliamlarını duyuyorduk..
O ysa bugün ülkemizin şu içler acısı haline tanık olmak her nefesde kahrolarak yaşamak oldu bizim için..
Hocam yazınız beni okadar duygulandırdı ki.. ben de ilgili çocukluk anılarımı yazdım.. Umarım beğenirsiniz..
Sevgiyle kalın..
Hüseyin Çubuk
begeniyle okudum
TÜM YORUMLAR (49)