İlk gün!
Yaş on yedi daha,
Kötü zamanlar...
Takılmacalar, türlü serserilikler, karmaşık duygular...
Cesaretin kulaklarımdan, dilimden ve gözlerimden aktığı zamanlar.
Heyecanın tavan yaptığı,
Kalbimin halay başı çektiği ve hüzün ile acıyı bilmediği zamanlar.
Hayal kırıklıklarının ayağıma batmadığı zamanlar.
Öyle yaa...
Geriye dönüp bakmadan koşarcasına zamanı adımladığımız zamanlar.
İşte iyi ve kötü zamanlar...
Yine en iyi şey olmuştu
Eski ama güzel anılardan ve arada gelecekten de söz ettiğimiz,
O alçak duvarlarıyla köhne mekanda hayallerden hayallere dalıyorduk.
Hepimiz çok iyi birer yüzücüydü.
Tozpembe baktığımız karanlığa öyle güzel yüzüyorduk ki
Hiç kimse istemiyordu eve dönüp gerçekle yüzleşmek.
Ama vakti gelince, bu gerçekle yüzleşmekten kimse kaçamayacaktı.
Ve gerçekle yüzleşme anı gelip çattığında,
Bizi neyin beklediği, ne ile karşılaşacağımız hep sürpriz olacaktı...
Akrep ve Yelkovan çoktan yarmıştı karanlığı.
Ardımda bırakıyordum basamakları
Herkes derin uykusunda, bense Ahmet Kaya'nın türkülerinde sayıklıyordum.
Sesimi bir ben duyabilirdim içten ve derin...
" Avutulmuş çocuklar çoktan sustu.
Bir ben kaldım tenhasında gecenin, avutulmamış bir ben...
İşi-gücü olanlar çoktan gitti.
Bir ben kaldım voltasında sensizliğin, hiç uyumamış bir ben...
Şimdi dişlerimi sıkıp dudaklarıma kanamayı öğrettim ki
Bu kızıl damlalar, körpe yanağında bir veda busesi olsun.
Buda benden sana heba edilmiş bir aşkın son nefesi olsun... "
Yalnızlıkla baş başa kaldığımda, geceleri uyku tutmadığında hep bu nakaratı tekrarlar içmeden sarhoş olurdum.
Yalnızlığı sarhoşluktan başka ne dağıtabilirdi ki..?
Evet, bırakıp şimdi tüm geçmişi, geçmemiş olana gelmeli...
Uyku sersemi tırmanırken ranzama, hazırlanırken yorgunluğumla
Gözlerimi görmek için açtığımda
Beni benden alacak olan o sürpriz yatağımda masumca uyuyordu.
Güzel ama çirkin..!
İyi ama kötü..!
Ne olduğu, kim olduğu hakkında bir fikrim yoktu.
Ne hissettiğim hakkında da...
Korku, hüzün, mutluluk...
Tüm duygularım hislerim birbirine karışmıştı.
Düşünemiyordum,
Kim olduğunu bilmiyordum.
Odamı ışık hızıyla terk edip, kocaman penceresi ile güzel manzaralı çekyata uzandım. .
Sakinleşmeye çalışırken kendime sorular soruyordum.
Bir yandan da öfkeleniyordum.
Çünkü onun yüzünden geceleri çekyatta uykusuz geçirecektim...
İlk gün..!
Hiç bir fikrim yoktu yatağımdaki tanımadığım yabancı hakkında.
Ama şimdi çok iyi biliyorum ki o candı toprağa.
Düşüp baharı getiren mutluluk
O cemre ben ise toprak...
Ey güzellik müjdeleyen
Hoş geldin 5. mevsime hayat veren...
(Şiir güncesi " Şiir tadında yaşamak. ")
Volkan BingölKayıt Tarihi : 1.7.2013 03:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!