Gece gündüz birbirini izledi, hayat aktı durmaksızın,
Geceler kararsız indi gökyüzünden,
Azar işitmişçesine,
Somurtup oturdum tabiat ananın kucağına,
Sözümün başucunda beklerken soluk,
İlk defa.
Geri bakamayacak kadar,
Yorgundum,
Dönemeyecek kadar,
Çaresiz ve hüzünlüydüm,
Sanki bu yüzden yumrukladı kapıları hayat,
İlk defa.
İlmik ilmik, damar damar, falına baktım yaprağın,
Rahatsız etmeden karanlığı,
Eğri büğrü, kör topal, kabulüm,
Zifiri karanlıkta geldi şiirin hası,
İçerisine insan kokusu sinmiş mısralar,
İlk defa.
Yanyana uzandığımda sıkıntılarımla,
Kimi zehir kimi zemberek gibi, ne düzeni belli, ne yazanı,
İçine kıvrılıp gözlerini yumdu dünya,
Dal, ağacından düşmekle birşeyler anlattı,
Öleni, kalanı, gidip gelmeyeni,
İlk defa.
Kırılmak yerine keyfin bağlarında,
Sığınıp diline mutsuzluğunu sattı,
Yaralı hecelerle düşüp yollara, batan dikenleri bulduğunda vücudunda,
Doğru söylemiş sevgili büyüklerim,
Altlarında imza yok ama,
İlk defa.
İflah olmaz artık Kavak ağacı,
İliklerine kadar işlemiş çünkü sızı,
Karanlık kuyularda açmış çiçekler gibi, mağaralar gibi inleyip,
Gürül gürül akmaya başladı nur gözlerimizden,
Gözü kara aşka davet edildiğimizde,
İlk defa.
Kayıt Tarihi : 6.3.2010 13:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!