İlk Cinayet Kabil ve Habil

Kaan Ali Kolcuoğlu
156

ŞİİR


8

TAKİPÇİ

İlk Cinayet Kabil ve Habil

Kabil ve Habil ile başladı ilk cinayet.
İlk nefret...
İlk kan...
İlk ölüm...
Tanrı’da ses etmedi önce, Nuh'a kadar!

Kıskandı büyük olan Kabil, küçük olan Habil’i.
Âdem’den olup Havva’dan doğan iki insanoğlundan Kabil’in, ilk töreye isyanıydı bu.
Bir başkaldırış!
İkiz ve dünya güzeli iki kız kardeşin eş değiştirip evlenmesine karşı çıkıştı...
Belki de sadece sebep!

İlk nefret...
İlk kan...
İlk ölüm için!

Ve kıskançlıktı adı!
Sonra durmadı düşen kanın toprakta bıraktığı yol...
Ölüm ve korku sardı her yeri
Koku ve dehşette...
Tanrı’da ses etmedi önce, Nuh'a kadar!

Cesetler kan gölü içinde yatıyordu
Önce hayvanın tadına
Yabani domuz, çiğ balık...
Sonra insanın
Genç
Yaşlı
Kadın
Çocuk
Kör, sakat,
Meczup, kara hummalı...

Birer birer...
Sonra biner biner...
Öldüler!
Milyon kez öldüler!

Ölüm, öldürmenin tadına varalı çok milyon insan olmuştu bir kere.
Bazen yakılıp külleri Nil nehri boyunca serpildi
Bazen bir tüccar hançerinde Tunus çöllerinde dağıldı rüzgarla.
Bazen bir toplu mezara atılıp kireçle kapatılarak...
Bazense törenle gömüldükleri yerin üstüne bir mezar daha.

Bir mezar daha sonra...
Mezar, mezar üstüne
Mezar, mezarlıklar üstüne!

Kabil ve Habil’le başladı ilk cinayet
Firavuna kadar uzandı çığlıkları...
Ve binlerce köle düştü piramidin şaşalı gölgesine
Kırbaç sesleriyle
Bir yudum su yalvarışlarıyla.

İlk savaşı Kabil başlatmıştı küçük olan Habil’i öldürerek
Tanrı’ da ses etmedi önce, Nuh'a kadar!

Silah kolaydı öldürmek fiili değmişti ne de olsa bir kere ele
Taş, sopa, kılıç, ok, tabanca, tüfek, top, bomba, kimyasal!
Halepçe ve Nagazaki!

Yanık eller, soluksuz kalmış genizler
Safran kustu çocuklar
Misket oynarken sokak aralarında.
Safran; gün boyu, geceler boyu
Kimi sakat; kol, bacak yoksunu
Kimi deli, korkmuş gözleri
Üstelik;
Siyanürlü siyahlardan hemen sonra
Beyaz adam sahipliğinde
Satılırken eti pazarda.

Kabil ve Habil’le başladı ilk cinayet.
Tanrı’da ses etmedi önce, Nuh'a kadar!

Ne varsa kullandı insan, insanı katlederken
Bir türlü sonu gelmiyordu!
Daha çok kan, daha çok ölüm
Daha çok şehvet ve fazlasıyla arzu, ihtiras...
Şeytan aracıydı sadece
Ve zavallıydı
Aciz, belki de sıska...
Figüran girdiği oyunda hep günahkar seçilmesi kendi isteği değil Tanrının buyruğuydu...
Acemiydi kurnazlıkta şeytan ama ustasıydı hilekar insan...

İnsan, İsa'nın doğradığı ekmeği yedi eti niyetine
Dağda mahsur kalanlar arkadaşlarının etini
Elini, bacağını, gözünü...
Nuh’tan hemen sonra ve Tanrının ilk kızgınlığında...
Kabil ve Habil’le başlamıştı ilk cinayet.

Zaman akıp geçti...
İlkel zamanlar yerini modern zamanlara teslim etmişti
Sanayi, tarımı ele geçirirken
Gökyüzünü kara bulutlarla öldüren makineler almıştı
Ateş kusuyorlardı
Ve savaşlar koltuklardan yönetiliyordu
Yüz yılda bir deli, dünyayı ele geçirmeye soyunuyordu
Toprak büyütmeye, köleleştirmeye, daha fazla insan kanı dökmeye...

Vurun, öldürün, acımayın, yok edin, katledin!

Birbirinden habersiz düşüyordu saflar
Birbirinden habersiz...
Yattılar sonra ölüler koyun koyuna

Mektup teslimatları, hatıratlar,
Kanlı ellerle verilirken ailelere
Hep karşı; kötüydü, kıyım yapıp öldüren dediler.
Korkanlar, ölümden kaçanlarsa
Vuruldular korkusuz bir subayın eli hazır tetiğiyle.

Öldürüldüler...

Anlamını bilmedikleri bir nedene savaştılar
Anlamını bilmedikleri bir neden için
Öldüler...
Öldürüldüler...

Kabil ve Habil’le başlamıştı ilk cinayet.
Tanrı’da ses etmemişti önce, Nuh'a kadar!

Kaan Ali Kolcuoğlu
Kayıt Tarihi : 14.9.2022 19:36:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Taylan Uzar
    Taylan Uzar

    Tanrı ses etseydi, deüişirdi düzen, lakin , insanlık bu aleme sığmazdı..
    bir azalma sebebi yaratmak gerekti..
    her duygunun varlığı olmalıydı..
    iyi ve kotu ayrılmalıydı bir şekilde belki de..

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Kaan Ali Kolcuoğlu