Karanlığı bölen mum ışığından yansıyor,
Yüzün, Sessizliğin yorgun.
Bir aşk var,
Yaşamın sabrında.
Dünyaya gelişinin,
Yaşama sarılan doğum günü gibi.
Bir yorgunluk var sesinde,
Karanlıktan çıkmak isteyen.
Adına;
Açelya çiçeği,
Görkemin kudretine ulaşacağı,
Ruhun Azizesine kavuşacağı
Ve;
Yeni umudun gelişinde,
Adını rabbimize kıydığımız oğlumuzda.
Sessizliğin, Yüzün yorgun sevdiceğim! ..
Her vaz geçilmez aşk,
Doğuruyor seni bir daha.
Özlemlerim Nice,
Karanlıkta Dans ediyorum,
Kavuşamadığım Sevdam...
Onca yazılan kitaplarda,
Tarihler karışır.
Gözlerin ruhumu titretir.
Sevdana sarhoşluğum eklenince,
Hangi zamanın dilimindeysek,
Hafızamı siliyor gözlerin, yüzlerin, sessizliğin.
Leylasız duygularda yorgunum.
Yüzünün karanlığında görünmem.
Sabrın ısrarındaki sevdam,
Birlikteliğimin,
İlk beş yılına,
Yirmibeş Şubat’ta
Seni bana biraz daha yaklaştırır sevdiğim.
Yazamadım seni bir gün öncesinden,
Söyleyemedim gözlerimin sensizliğini,
Kalbimin sevdasındaki,
İlk beş yılının Hicazla dolduğunu! ..
Ne varki,
Tarihler değil beni eskiten! ..
Ne ruhum, nede bedenim.
Tüm benligimdir sevdanın,
İlk beş yılına mahkum olan.
Yüksel DAYANÇ
Köln/ALMANYA
20/02/2011
02.30
[email protected]
Kayıt Tarihi : 4.11.2011 00:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!