Bugün Adapazarı'nda üniversite öğrenimi gören ortanca oğlumun doğum günü...
Bir şiir gönderdim, aile adına kutladım.
Telefonla aradı, teşekkür etti.
Laf olsun diye sordum, çünkü zaten kaçarı yok bunun ama, kız arkadaşının kutlayıp kutlamadığını sorduğumda gecenin 12'sinde kutladığı yanıtını aldım...
Gecenin 12'si...
Bu beni 2 yıl geri götürdü,
Yoğun duygulara, düşüncelere daldırdı...
O baba görmemişti, 2 yaşında kaybetmiş babacığını. Bense bir kız evlada hasrettim…
Yollarımız birleşmişti sanal dünyada.
“Siz gerçek olamazsınız” diyordu canım kızım.
“Ne güzel oluyormuş birine 'babacım' diyebilmek” diyordu…
Bir gün gruptan ayrılmıştım. Üzülmüş, geri çağırmıştı beni kızım.
“Bizleri bırakma babacım, seni çok seviyoruz” demişti.
Ve gruptaki diğer üyelerin bilmediği bir sırrını açıklamıştı bana…
Yavrum, amansız bir hastalığın pençesindeymiş.
Şok olmuştum duyunca…
Yalnızca 25 yaşındaydı kızım…
“Ama siz endişe etmeyin babacım, kızınız çok güçlü. Bununla da mücadele edecek” diyor ve ekliyordu… “Dualarını eksik etme babacım”
Bir gün saatlerce (günlerce, haftalarca değil) onu online göremeyince korkuya kapılmıştım. İş yerinde kendimi iyi hissetmemiş eve gitmiştim.
Ta ki akşam mesajını alınca içim rahatlamıştı.
Bilgisayarında sorun varmış kızımın ve o da çok endişe etmiş “babacım merak etmiştir” diye…
Bir başka gün ise kızım mesajlarıma yanıt vermez olmuştu online görüldüğü halde. Çok üzülmüştüm. Ona yazdığım, biraz da sitemkar bir mesajda özetle “seni kıracak bir şey mi yaptım kızım? ” diye sormuştum.
Şu mesaj geldi kızımdan;
“Babacım, sizden bir şey rica edebilirmiyim. Ben sesinizi, hayır duanızı almak istiyorum. Sabah 04:30 da Amerika'ya gidiyorum, tedavi için... Bu ara sizi üzmemek için belli etmek istemedim ama... Bunun sizi daha çok üzeceğini düşünemedim... Ellerinizden öpüyorum... Telefonla arayabilirmiyim, izniniz olursa....”
Böylesine ince ruhlu bir hanım kızdı o.
Kendisinin hastalığını değil, sevdiklerinin üzüleceğini düşünürdü öncelikle...
ABD’de olduğu süre içinde her gün görüştük ve beni en çok etkileyen sözünü de sizlerle paylaşmak isterim;
Bir defasında, ertesi günü babalar günü iken gecenin 12’sinde görüşmüştük…
Çocukçasına “babacım, babalar gününü ilk ben kutluyorum…” diyordu.
Sevinç çığlıkları atıyordu melek kızım.
Ertesi günü de yine aramıştı. Direksiyonda olduğum için eşim konuşmuştu. Sonra da arabayı park edip ben konuşmuştum…
İlk defa kutlamanın mutluluğunu yaşıyordu yavrum…
Belki bu yıl da yine ilk kutlayan olabilirdi...
Kuş olup uçmamış olsaydı...
Rabbimin tercihi onu yanına almak olmasaydı.
(07.04.2007)
O anı yine yaşadım...
Hep yaşayacağım...
senin için hep dua edeceğim...
Yaşadığım sürece.
Kayıt Tarihi : 8.4.2007 13:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Recep Uslu
mekanı cennet olsun...
senin de o güzel yüreğin hep varolsun....
şafak vakti, tüm sevgilerin
dağılım vakti
aç gözlerini bebeğim.
doğan güneşe bak,
sevgilere gün kucak açmış,
aç kollarını bebeğim.
tazecik tenin,
yumuk yumuk gözlerin,
bu dünyaya HOŞ GELDİN BEBEGİM.
harıka bır yazı ve sevgı dolu kelımeler. tebrık edıyorum süperkardeş
TÜM YORUMLAR (15)