Güzellikleri örten, içindeki şüphelerdir insanın.
Örtüleri kaldırmak ise yolundan geçer sevdanın.
Zaman bazen bir karış, bazen de sonsuz, inanın.
Bir karıştır boyu, sevmeden geçen zamanın,
Zamanın genişleyip durduğu an, yazısı sensin alnımın.
Ötelerden haber vermek, sevda yoludur gönül ehlinin,
Öteler, öteler, ah öteler, simgesidir belirsizliğin.
Belirsizlik dedim ya, ak karanın içinde kara akın.
Kaybolmuşum serserice, hikmet ararken içinde karanlığın.
Akı ararken karalar içinde, buladılar pisliklerine bataklığın.
Karalanmış başıma bir de kirini eklediler sapıklığın.
Nurlu yolu ararken, iftirasına mı uğradım, iki ayaklı şeytanların,
Bir sancak kavramışım, elimde dalga dalga sevdanın,
Başım dik alnım ak, elimde ise sabır kılıcı Yaradan’ın.
Muştu beklerken uzayan gecelerde, gönlümün hicranı sensin.
Kapat kulaklarını, çık artık derinliklerinden uzayan gecelerin.
Artık ne başka diller, ne de başka sözler konuşsun bizim için,
Yar istersen Hatice’m, dinle artık sesini kalbinin!
Bitmez tükenmez karanlık gecelerin, benim için hikmeti sensin.
Sen de bilirsin ki, yaratılanı sevmekten geçer sevdası, Yaradan’ın,
Rahmanı dilemek ise sevdan, sev ölesiye şu garibesini hilkatin.
Zira yaratılanı sevmek Yaradan’dan ötürü, emridir erenlerin.
Yâr istersen karanlık iklimlere ışık misali, önce yâr olmalısın.
Yâr olmalısın, yâr olmalısın, senin için ölecek birine yâr olmalısın.
Sen de sevmelisin Hatice’m, çek çıkar beni içinden bataklığın,
Yıkılmak istemiyorum, yüreğime atılan oklarıyla, ehl-i zulmün.
Ne yere göğe sığmayan cesaretim dayanıyor, böylesine ihanetin,
Ne de silahlardan yılmayan bedenim, dayanıyor böylesine ihanetin.
Senden tek dileğim, belki de son isteğim, zira tek dayanağım sensin,
Geçme ne olur, vazgeçme benden sözleriyle elin,
Artık varlığım, ya da ölümüm inan, sensin.
Bu gece son gece, belki de kızıllar içinde kurşunusun alnımın.
Rabbime gecelerce şükrederken, seni karşıma çıkardığı için,
Hiç, ama hiç yıkılacağımı düşünmemiştim sözleriyle birkaç hiçin.
Ya sen Hatice’m, şu garibe bir tokat da sen vuracak mısın?
Ya da yâr olurum sana deyip, beni yerden kaldıracak mısın?
Bu ilk, belki de son mektup, nazlı yâre kurtuluşum için,
Ve böylece, belki de el ele koşacağız rahmet sahibine yâr olmak için.
Ya da bu gece son gece, bu mektup son mektup benim için,
Ve beklenmeyen ses, böylece cehennemde tutsağıyım zebanîlerin,
Sebebimsin bu gece, kanlı başımı parçalayan kızıl kurşunumsun!
Ya da yârimsin…
Ağla Mum (Şiir) 2009
Adnan ÇaşkurluKayıt Tarihi : 15.8.2010 15:50:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Adnan Çaşkurlu](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/08/15/ilk-belki-de-son-mektup.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!