Onu lise yıllarında tanıdım
Sibelim benim
Kara gözlüm kara saçlım ilk aşkım
Ne sevmiştim be ne kadar delice
Sibel zengin bir ailenin kızıydı
Güzelliği dillere destan
Ufak ilçenin nakış kursunda hamaratmı hamarat
Aşıktım ya hergün duş almaya
Ütülü gömlek, pantolon giymeye başladım,
Değiştim, hemde çok,
Allah’ım ne güzel aşık olmak yaa...
Öğlen saatlerine kadar uyuyan ben,
Sabah namazı ile kalkar oldum,
Duş alıp erkenden, kokular sürüp
Kendini sokağa atan
Sibelin sabah erkenden geçeceği yolda
Çavuş Dayı’nın çay ocağı oldu,
İlk çayı içtiğim,
Vay be, öğle vakti uyurken gürültüye bağıran ben,
Millet uykuda iken, erkenden kalkan yine ben...
Aşk ne büyüksün, ne kadar değiştirici,
Aylar böyle sürdü geçti,
Ben yine kendimce aşık, ilansız, platonik...
Hayatımın da en büyük yanlışı, açılmamak
Sibelsiz geçen yılların sebebi,
Hele ki; davetkar bakışlara kayıtsız kalmam,
En büyük yanlışım, mutsuzluğumun sebebi.
Evlendi o sene bir Almancıyla,
Düğününde tebrik ederken ve öncesinde kenetlenirken gözler,
“Niye sormadın? ” dedi sessizce,
Çalan davullar o anda cenaze marşımı çalar oldu,
Yıkıldım,
Affetmedim kendimi hiç, şimdi yalnızım,
Bir sözdü mutlu bir hayata bedel,
Ben sibeli unutamadım,
Ve bir daha hiç mutlu olamadım.
Kayıt Tarihi : 27.5.2006 18:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!