Kapının ardında asılı duruyor hala seccaden
Her sabah namazı öpüyorum alnının değdiği yeri
Şifonyer aynasına bantladığım bir tel saçını kokluyorum
Her sabah ve her akşam içime çekiyorum seni
Acılarım daha büyük senden sonra , yaralarım daha derin
Bu çok başka , öteki acılarım gibi değil geçmiyor
Hem eskisi gibi dimdik duramıyorum hayata, mücadeleye isteğim yok
Bazen öyle dümdüz giderken yolda , aklıma bir şey geliyor , göğsüm kabarıyor
Gözlerim sözümü dinlemiyor artık
Sanırım tükenmişlik bu yada incinmişlik
Sen varmış gibi yine bende her şey , senin yokluğunda
Katladığı çamaşırları bozamıyorum mesela , kıyamıyorum
Dizdiğin şeylerin yerini , kurduğun düzeni değiştiremiyorum
Arada bir dibek kahvesi yapıyorum bize
Fındıklısı daha güzeldi değil mi diyoruz
Sonra gülüşüyoruz , hadi netten bakalım alalım telaşesi
Kahvemi içiyor , sandalyene bakıyorum
Varlığının değdiği yeri özlüyorum
Nerde bir Honda görsem gözlerim ilk önce plakasında
Aslında bütün Honda'lar sensin ya
Geçenlerde evin oradan geçtim , aslında tesadüfen değildi
Parkın köşesinde durup yoldan geçen bize baktım
Yürüyoruz , bize özel el ele tutuşarak , itişerek
Allah'ım nede mutluyuz , çok şükür
Hatırlarsan yolda bir yasemin çiçeği vardı , onu kokluyoruz
Dönüp diyorum ki sana
Bir çiçek bile senden güzel kokamaz
Ölmeden yokluğunda öldüm
İlhan Nazlı
Kayıt Tarihi : 4.11.2023 14:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
uzun hikaye :)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!