İlişkiler Şiiri - Yüksel Önaçan

Yüksel Önaçan
146

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

İlişkiler

Bir birliktelikte, hele hele evlilikte, bir taraf diğerini doyuramıyorsa, doyumsuz tarafın negatif ya da pozitif tarafı açığa çıkar.
Paranoyak, şizofren, kumarbaz, alkolik, madde bağımlısı, insan avcısı...
Şair/e, yazar, bestekâr, ressam, heykeltıraş, araştırmacı, vb.

İlki (ki; çoğu kez terk edilen taraftır,) ya bela olur, ya bela bulur.
İkinciler, içlerindeki duygusallığın suyuyla yaratıcı yanlarını sularlar ve dışarıdan duygularını sulayacak birisinin de gelmesini beklerler.

Günümüz toplumunda insanların birbirlerine olan güveni hemen hemen kalmamıştır. Bilhassa aynı yörede yaşayan, ortak tanıdıkları olan bireyler üzerinde toplum baskısı vardır ya da bireyler o baskının var olduğunu düşünerek yaşarlar.
Bunların sağlıklı ilişkileri zordur; huzur ve mutluluktan çok huzursuzluk verir; yanlış davranışlara yol açar. Toplum baskısı yanında bireysel baskılar da söz konusudur.
Medenî kanunumuzdaki son yapılanmayla birlikte boşanmalar artmıştır.
Ne var ki kendisine göre çeşitli sebeplerden dolayı ayağındaki dar ayakkabıyı çıkaramayan kadın ya erkek buna cesaret edememektedir, o dar ayakkabıyla yürümeye çalışırken bu sakar yürüyüşün çocuklarında evlilikle ilgili yanlış düşüncelere sebep olacağını düşünmemektedir. Çocuklar, “Evlilik denilen müessese buysa…” diye düşüneceklerdir ve sanırım çoğu evlenmeye cesaret edemeyeceklerdir.
Dar ayakkabıyla yürümeye çalışanlar, arayış içerisinde olacak, dar ayakkabısını kısa da olsa bir zaman için çıkarmayı düşünecekler, fırsat doğarsa da çıkaracaklardır. ALDATMA denilen bizdeki bu kavram üzerine Batılı fazla düşünme gereği duymamaktadır. Biz, ahlahî değerlerimizden dolayı bu tür davranışları hep yargılarız. Bu yargılamada ne kadar samimiyiz, tartışılır.

Günümüz gençliğindeki ikili ilişkilerin bu denli serbest olması, daldan dala atlamaları özgürlüğün tadını çıkarmak değil, yarınlarına sağlıksız bir ruhun temellerini atıyor olmalarıdır.
Şimdi tutkulu bir ilişki yaratan terk edilen, cinayet işleyebilmekte, havaî tipler ise tüm değerleri yitmiş kişi olarak görülmektedir. Havaî tipler kendi arkadaş topluluğunda güvenilmez, 'stepne' durumundadır; asla ciddiye alınmazlar. Toplumları içerisinde özgür, çağdaş(!) davranışları kendilerini yalnızlığa mahkûm etmiştir.
Sık sık partner değiştir/ebil/enler, olası evliliklerinde, ‘ben birçok partner değiştirdim; ya bu da değiştirdiyse…’ şüphesiyle yaşayacak, asla eşine güvenmeyecektir. Mutluluk ararken mutsuzluğun batağına düşmüştür. Dolayısıyla karşı taraf da hüsrana uğrayacaktır.

Batılılar’da erken yaşlarda birlikte yaşama vardır. Birliktelikler uzun süreli olursa ve çocuk yapılmaya karar verildi de çocuklar doğup, bazen on-oniki yaşlarına geldi mi isterlerse evlilik kararı alırlar.
Birbirlerine hep güvensizdirler. Yalnız kalma korkusu birisinin diğerine hep özveride bulunmasını gerektirir. Kıskançlık söz konusu olduğunda bir taraf o evliliği bitirir. Sanıldığı gibi kıskançlık Batılılar’da da vardır.
Ne var ki;
Benim gözlemlediğim üç ülkedeki insanların günlük telaşları çoktur.
- İşe zamanında gidecektir.
- Tüm yasalara uymak zorunda olduğunu bilir; şartlanmıştır.
- Faturalar zamanında ödenecektir.
- …vs.
Onlar için mutluluk, işi-aşı(makarna-sosis-patates) olması, bir kafeteryada kahve içip, pasta yemek ya da kuaföre gidebilecek parası olmasıdır. Güneşin bol olduğu bir ülkede bir hafta tatil yapmak, cennette yaşamaktır.
Kısacası hayat şartlarının zorluğu kıskanmaya zaman ayırmaya fırsat vermez.
Geniş kapsamlı bu konu üzerinde yazılmış ve yazılacak çok şey var. Burada noktalarken şunu söyleyeyim:
Batılılar, Türk Aile Yapısı’na hayrandırlar.

Yüksel Önaçan
Kayıt Tarihi : 29.5.2011 10:05:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Yüksel Önaçan