İlion Şiiri - Yusuf Eryigit

İsveç yıldızına bağlanmak ayıklanmaksa gururdan
Geçmişin akademisinde sıfırdan bir kıskançlıkla
Tabiatın sağduyusuna mantık kargaşasında buyur olduk
Yaratılışın engebeli şiirselliğine hüzün yağdırdık
Dayanışmanın vatanına özgü kalıplaşmalara gebe olduk
İhanetin yorganını olgunluğun şiirinde yakaladık
Bir bekleyiş, bir uyanış, bir derleniş
Materyalist olmanın müdafaasını sulandırdık
Boş bulunduk
Ayıptan gayrete tanıklık ettik
Bir öykü sarmaşığında
Kral soyunda tökezledik
Saklambaç kalesine her bir yiğit bağdaş kurduğunda
Şaka uygarlığına yılmayan ayların göbeğinde
Takâtten yakaranlar misali
Kaygı yaşayan aşklar böbreğine
Sığındık
Kahverengidir Eden´in gözleri
Turuncu akılda bile olsa merhametin yemini
Tan vakti çığırdan çıkan her gömleğe
Sarındık
Sabaha açılan kazma kürek ihanetiyle
Tarandık yılların olgun tarağıyla
Tanınmaksızın sindiğimiz yürekte
Tarihin musikîsinden
Alındık
Sancılı bir oyun akıbetinden
Sindiğimiz barışın tacından
Maşallah, ilahın kuyruğundan
Silindik
Saklandık varlığın tekmil hayallerine
Bilindik ki akıldan da sükunet yargı mekânına
Bilinmek istemezken varlığın surlarına
Sarındık ikiliğin tökezlediği mermer yazıtlara
Bilinmemek için gurur perdesinde
Aklın yoldaşlığına mistik olgular yağmadan
İlion şafağına gizlendik
Bulmaca sararken emeğe
Sindik
Saklandık
Arındık yalanan budaklanan güllerden
Yedi cüceler şehvetiyle
Büzüldük
Amaca hürmet diye yinede
Sarpa saran açlığın yokluğunda
İlion misafirhanesinde
Kapalı çarşı yolluğuna
Bir kurt koltuğuna
Sarıldık ayın yüzüğüne
Gurbetin kardeşliğinden alındık
İslam perçemi altında
Düş yorganına hasret evcilliğimizde
Sindik
Saklandık
Aklımızın ozanlığına
Kumarbaz cüzdanında sualden ırak
Cesaret kalemiyle yufka alınganlıktan
Yakarana biçare olmadan ihanetin tırnağı
Sindik
Sakaldan öte budaklanan şairliğe
İnançtan mukaddes şakalara sarındık
Sindik yine de
Damaktan düşen servet tacına
İlion haremine
Kalem sihirbazları tartısından öteye
Yakınlık yoksa azizden yana
Modasında kılıbık
Zifiri ayın sancısında aylaklığa adakken akıl
Yanık bir ciğere sürgülendi zaman sinesi
Saklandık
Şafağın belkemiği adına yinede erdemin gönlüne
Can evine nakaratla sığındık
Sindik
Sömürge bilinen filozofun engebeli mizacında
Kuşkusuz şehrin gömleğine, memleket seyrine
Aklın dişine
Sığındık
Sindik!
Yama olmamak uğruna kefenin zarına
Şafağın mantıktan aldığı film şeridine
Duygusallığın yorumuna
Sığdık
Öz çekirdeğin merhametine
Adaletin buyruğuna
Sığındık!!
Lâkin dahası da şairin öğüt defteri
Boş bulunup hikmetin kollarına
Sindim!
Mantık arayan yoldaşlığa
Ayrılık kalemine saklandım.