İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendin bilmezsin
Ya nice okumaktır
Okumaktan murat ne
Kişi Hak'kı bilmektir
Şimdi en açık renginde gözlerin
Şimdi benimlesin tüm kaygılardan uzak
Anlatılmaz bir şey var aramızda hazin
Şiir gibi bir şey seninle yaşamak
Bulutsuz bir gökyüzüdür güzelliğin
Devamını Oku
Şimdi benimlesin tüm kaygılardan uzak
Anlatılmaz bir şey var aramızda hazin
Şiir gibi bir şey seninle yaşamak
Bulutsuz bir gökyüzüdür güzelliğin
Yaklaşık 700 yıl sonra hala nesilden nesile anlamla okuyorsak ve çıkarsamalar yapıyorsak,büyük tasavvuf alimi ve şair...
bukadar güzel mi anlatılır ...
nefsi mubadelden ulubeye
sırcalardan nesri abiydeye
sevmelerin ucubden aslına
girhak oldu hakdan meye .......
yunus emrenin ne kadar büyük bir şair olduğunu söylemeye gerek yok.ne kadar etkili bir şair olduğu şiirlerin bugün hala dillerde dolaşıyor olmasıdır
ne kadar güzelsin siir. ne kadar özelsin sair.
derin sevgim ve saygilarimla,
Ey Yunus
Can Yunus
Canan Yunus,
Selam olsun benden sana...selam olsun dağa taşa...kurda ,kuşa,böceğe ve de rüzgara...selam olsun ki...yalnız değiliz şükrü lillahh...ilmin hocası,sen ne güzel dostsun...bal damlıyor,hakikat zuhur ediyor gönlünden...
ilim ki baktığımızda ,okuduğumuzda,yazdığımızda ,çizdiğimizde bizi batıldan uzaklaştırmalıdır...şakk-ı kamer misali nefsi ve ruhu ayırmalıdır..bu ikili arasında doğacak aşkta ölmek nefse düşmelidir yani nefis ruhta kaybolmalıdır ki...okuduğumuza ilim diyebilelim...eğer okumalarımız,yazmalarımız bizi ahmaklıktan kurtarmıyorsa ne anladım ben o okumadan...vakit öldürmek mi maksat daha başka şeyler var öyleyse...sen ne güzel söylemişsin...okumakta maksat hak'kı bilmektir...gerçekten eğer okuduğumuzu bilmiyorsak senin dediğin gibi sadece ve sadece kuru bir emektir...vakti zayi etmektir...yirmidokuz harfi öğrendik de daha bir elif demeyi bilmiyoruz...vay bize vaylar bize değil mi EYY YUNUSSS!!...
bunları anlatmamın sebebi gönül erlerinin buraya mutlaka bir bakış attıklarını bilmemdir...ve bunları paylaşırken içim coşuyor da coşuyor...cemalinur hocam anlattı...ilmin ne demek olduğunu anlatan müthiş bir hikaye...bu şiirle oldukça bağlantılı...
ÇOCUĞUN bir tanesine her türlü ilmi öğretmişler...hatta fal ilmini bile....çocuk o kadar ilerlemiş ki bu ilimlerde her şeyi biliyormuş...bir gün bunu imtihan etmeye karar vermişler ve öğretmeni avucunun içine bir yüzük koymuş...elini kapatmış,çocuğa sormuş....'elimde ne var?' her şeyi bilen çocuk ;'yuvarlak,içi boş,sarı bir şey var elinizde efendim'demiş...öğretmenler öğrencilerinden gayet memnunmuşlar...sonra öğretmeni,'bu nedir?'diye sormuş..çocuk biraz düşünmüş ve''KALBUR EFENDİM'' demiş...şimdi bu hikayeyi dinledikten sonra hemen hemen bu şiir aklıma geldi..Bakar mısın ey Yunus !!...ilimle,hatta fal ilmiyle gözle göremediği bir şeyin ne olduğunu bile bilen çocuk,idrakini kullanması gerektiğinde kalburun avuç içine sığamayacağını düşünemiyor....işte bu senin dediğin gibi kuru bir emektir...ahmaklıktır...işte bu sebeple insanlar ellibin tane ilim öğrendikleri halde o ilimlerin kendilerini ALLAH'A götürmesi gerektiğini düşünüp bilemiyorlar...ey Rabbimin has dostu ,can özümüz Yunusss!! binlerce ,milyonlarca SELAM OLSUN SELAM....eksik sözler merkezinden,sonsuzluk diyarına...
Okumakdan mana ne
Kişi hak'kı bilmektir
çün okudun bilmezsin
Ha bir kuru emekdür
yiğirmi dokuz hece
Okusan uçtan uca
Sen hep elif dersin hoca
Manası ne demekdür
yunus emre der hoca
gerekse var bin hacca
hepisinden iyice
bir gönüle girmekdür
Yunus Emre
'ilim ilim bilmektir
ilim kendin bilmektir
sen kendin bilmezsen
ya nice okumaktır'
Dünyanın en zor ve en zevkli mesleği öğretmenliktir.Zordur,çünkü yüzlerce insanla hemhâl olmak gerekir.Zevklidir,çünkü hepsi birbirinden farklı dünyalarla içiçe yaşama imkânı hasıl oluyor.Öğretmenin asıl görevi,elinin altındakilere ansiklopedik bilgiler vermek değildir.Onlara herşeyden evvel sevgiyi,doğruluğu güveni,çalışmayı ve hoşgörüyü öğretmeliyiz.Kitle iletişim araçları olabildiğince yaygınlaşmış.Günümüzde bilgiye ulaşmak çok kolay…Böyle bir ortamda öğretmene daha farklı görevler düşüyor. İyi bir öğretmen,öğrencisini,kabiliyetleri doğrultusunda yönlendirir.Ona rehberlik yapar.Bilgiye ulaşmanın yollarını öğretir.
Öğrencilerin manevî dünyaları,maddî dünyalarından önemlidir.Muteber olan, bilgili insandan çok,düşünen insan yetiştirmektir.Soran ve sorgulayan bir nesil yetiştirmek zorundayız.Kuru bilgileri ezberlemek ve ezberletmek artık marifet olarak görülmemektedir.Üreten ve yorumlayan insanlar,bu çağın hakimi olacaklardır.
Kişi öncelikle öğrenmeli,ardından öğrendiklerini geniş kitlelere aktarmalıdır.Nitekim Peygamberimize göre: “Sadakanın en efdali,müslim kişinin ilim öğrenip,müslüman kardeşine öğretmesidir.”Bildiğini başkalarına öğretmeyenler,kitapları sırtında taşıyan eşek gibidir.Çünkü o bilgilerin ne kendine,ne de başkalarına hayrı yoktur.Bilginin sadakası onu başkalarına öğretmektir.İlimde kıskançlığa ve tamahkârlığa yer yoktur.Öğrettiklerimiz hak ve hakikat olmalıdır.İnsanların hidayetine vesile olmaktan daha büyük bir bahtiyarlık düşünülemez.Şu hadisler ilim öğretmenin önemine işaret etmektedir: “Öldükten sonra kişiye amelinden ve hasenatından ulaşan şey,öğretip neşrettiği ilimle,geride bıraktığı salih evlâttır…Allah,melekler,arz ve semada bulunan her şey yuvasındaki karıncaya,denizdeki balığa varıncaya kadar (bütün canlılar) halka hayır öğreten muallime dua ederler.”
Bilindiği gibi Yunus Emre’nin manevî feyizlerle dolup taşmasında hocası Tapduk Emre’nin rolü çok büyüktür.Tapduk Emre’nin müridi olmuştur ömrü boyunca…Gerçek kişiliğini bu veli şahsın manevî tasarrufu altına girdikten sonra bulmuştur.Yunus,Tapduk Emre’nin şahsında bütün hocalara büyük bir sevgiyle ve aşkla bağlanmıştır.Fakat o,hocayı geniş mânâlarda ele almaktadır.Ona göre hoca,Allah’ın âlim sıfatıdır.Bunu şu beyitlerden de anlıyoruz:
“Resul agdı Miraç’a nazar eyledi Hace
Görün görün kim niçe vasfını dervişerin
Başuma dikeler hece ne irte bilen ne gice
Âlemler ümidi Hace sana ferman olam bir gün”
Yunus’a göre Peygamberimiz de bir hocadır.Çünkü İslâm dininin emir ve yasaklarını Cebrail vasıtasıyla Allah’tan alarak ümmetine öğretmiştir.Bunu şu beyitte ifade etmektedir:
“Muhammed’e bir gice Çalap’dan indi Burak
Cebrail eydür Hacem Miraç’a kıgurdı Hak”
Yine o,hocayı Mürşid-i Kâmil olarak da vasıflandırmaktadır.Hatta bu mânâda kullandığı beyitlerin sayısı diğerlerine göre daha fazladır:
“Hocanın talibi çokdur hiç bundan kemteri yokdur
Şunun kim mürşidi Hak’dur uymaz nasun allerine”
“Dilerem fazlundan ayurmayasun
Hocam senden özge sevmezem ayruk”
O son olarak hocalara şu tavsiyede bulunmaktadır.Bu tavsiye onun gerçek kimliğini de,niyetini de bize açıkça göstermektedir:
“Yunus Emre dir hoca gerekse var bin hacca
Hepsinden iyice bir gönüle girmekdür.”
M.NİHAT MALKOÇ
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni/TRABZON
e-mektup: [email protected]
Bu şiir ile ilgili 8 tane yorum bulunmakta