İstanbul'a
Üzerinde asit yağmurları yağmaya namzet asitane
Avurtlarında metanet, çocuklarından iltifat akisleri emer
Hanelerinde zer zanaati aşkolunur orda hanedan sefaletle tokalaşır
Her güneşle genç olur yaşlanır susar.
Şimdi şafağında is tortusu sakinleri pür-telaş
Musiki bulmaya mi na re den başlar lodosla yavaşlar
Karayelle sararır sonra o sözsüz irade belirir akşam
İstanbul mor övmüştür morarır.
Gelinlikle kızdırılmış boğadır o ki boynuzları elmasla yontulmuş
Boğazında ateşle suyun ademelması –yutkunulmuş-
O zalim o şedid o yeğin letafet
Kemiklere rayiha inayete el latifeye kahkahadır
Hikmetinden cevap alınmaz...
Hazinesi yıldız göçüklerinden ışımış haznelerde gizli
Ortağı peygamber adımı görmüş yer;
Göğünden konstantin kadınları elmaya uzanır
En çetin tohumları mevsimler yağmuruna boşaltır;
Cihazı Kaf Dağının ardında ah
Mecnunları gün görmeyecek!
Ol büyüsü cengiz ol şehrengiz İstanbul and
İstanbul bulantı: Bir gün adımı andı
İhtizazla koştum durdum içimde; sevinçli, mütereddit, seçilmiş
Aklımda asi büyük lokmalar yuvarlandı.
İstanbul ant, orda tan saten karanlığı hülya, iliğe rayiha
Evveli anıt İstanbul atide yek
Şahika.
Kayıt Tarihi : 22.4.2006 11:23:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Sinan Coşkun](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/04/22/ilim-guzeli.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!