Çok bunalıyorum burada
Aldığım nefes boğuyor beni
Renksiz, soluksuz bir dünyada
Denizin dibinde gibiyim
Kaldırıyorumbaşımı
-Livaneli'nin dediği gibi-
Siyaha boyandı mavi gündüz hava
Ses rüzgarlarının önüne set çekildi
Sabahı bekleyen martılarla
Gece 1-3 nöbetindeki askerlerin düdükleri
İçeri giren penceremden
Yelkovanı kovalayan akrep
Elinde küçük ayıcığıyla
Mavi şapkalı kız
Oturmuş koltuğuna
Ayak uyduruyor dünyaya
Dönüyor hep bir sağa bir sola
Bugün anladım bu aşkın solduğunu
Su verdim, almadı.
Toprağını yenilemiştim
Tutmadı
Saksı aynı kaldıkça
Aşk, içinde çürüdü
Yine nöbetteyim bu gece
Sigaram yıldızlar ve
Senin bitmeyen hayalin
Yalnız gecelerimin dostu
Uyku yok bana hasret varken
Şarkılar dinleyip, voltalıyorum
Gözlerimde çizgi çizgi
Ayrılığın izleri
Buram buram hasret kokluyor
Gönlüm
Kulanlarımda sözlerin yankılanıyor
hala
Saksı düştü kafama uyurken
Uçurumdan yuvarlandım
Doğrulup su içtim
Uyandığımda susuzdum.
1993
Yalnızlığını paylaşma benimle
O anın tadını çıkar
Ben yanına geldiğimde
Yalnız hissediyorsan eğer
Kendini yalnız görüyorsan
İstanbul'un göbeğinde
Birlikte yaşanan bu yalnızlık
Nereye kadar sürer?
Kim görür şu halimi?
Ne söyler ağlayan çeşme?
Uyku gibi yalnızlığını
Benimle paylaşma artık
sevgili şairimizi tanımıyorum ama çok tanıyorum....anlıyorum ve biliyorum...sadece çok güzel demenin yeterli olacağını düşünüyorum ve beni anlayacağını....