Bir kenarda dururdum ben
durup dururken bir hüzün
ince bir tuz izi gibi rahlede
ellerimde kıvranan bir akdeniz gibi
küçük bir çakıltaşı gibi severdim seni
küçücük bir çakıltaşı gibi
kanayan ne varsa
Denizlerin hayalet çığlıklarını taşırdı
Ben
O zamanlar
Alarga tanrıların önünde
Bir poyrazdım
yokluğun içinden geçtiydik
bir adam bir adamın ense kökü ve sardunya
ben eklemlenmiş bişeylerdim o zamanlar
bir yap bozun unutulan o meşum parçası
ben sabah bir koltuktan kalkmıştım
bir pencereden fırlatmıştım kendimi
yorgundum,zaten ben hep öyle
en uzak neresidir diye bakınıyordum çıkmaz sokaklara
ellerim yağlı ve kirliydi
bu hep böyleydi
Siz şimdi bu yalnızlığı da bilirsiniz
O sabah erguvani değen yağmurdunuz
Çılgın gibi gökkuşağına
Öyleydiniz...
Ay upuzun bir ağıta.
Yüzünün çizgilerindeydim, geceydi
ve bir çığlık yerleşmişti gözlerime
Bir çığlık ah, kör gözlerin üstünde
asılı ve yalnız
İnsan nedir ki zaten, insan
telaşlar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!