Sensizlğin son çeyreğindeyim,
Ecelin yelkovanı kucaklaşıyor 59.dakidayla.
Baktığım her yerde yokluğunun fotoğrafı,
Bir de kaymak tutmuş çayımın dumanı.
Zeki Müren de dindiremiyor,
Kalbimin nasır tutmuş sancısını.
Müebbet yemiş adın,
Kalbimin en derininde.
Hasretin vurdu yine kalemime,
Damlıyor özleminin gözyaşları satırlarıma.
Bitmedi hala sen yaza yaza
Dertli kalemimin kahpe mazotu.
Gülüyordum bu sefer
Çakmıştım kaderin doksanından golü
Koşuyordum alkışlayan ellere doğru
İsrafil görse mutluluğumu nefesi kesilirdi ki
Kalbimi sağır eden bir düdük işittim
ve gözüm çapasını attı ofsayt bayrağına
Hep engeldik biz
Asfalttaki taşlar gibi
Gözüne battıklarımız attı bizi
Gönlüne battıklarımız gibi
Kalbinde konakladıklarımız da
Koydular kaldırım üstüne
Yazmak için illa yaşamak mı gerek?
İnsan sevmeden ağlayamaz mı?
Ağlamak için illa göz mü gerek?
İnsan yüreğiyle ağlayamaz mı?
Sana dokunmaya el mi gerek?
Bakışlarımla kalbini okşayamaz mıyım?
Merhaba bakkalcı kız
Üç beş kilo mutluluk ile
Bir kilo umut almaya geldim
Siyah poşete koy aman
Bencilliğim üstümde
Otlanmasın her onsuz kalan
Köşe bucakta çektim seni içime
Oysa dokunuyordun,
Her çekişte dumanından solan kalbime
Tiryakindim, söz geçiremedim gönlüme
Git artık ver beraatimi kaçak cigaram.
Varsa verecek suyun
Bitiverir üç beş çakal dibinde
Olur da kurursa kuyun
Takarlar çelmeyi akabinde
Ben çirkin bir adamım
hayatın bütün pislikleri içimdedir
bütün karamsarlıkları
terk edilmişlikleri
karşıdan sevmeleri
bütün rakı ve tütün kokan ağızları
Kafana sıkarsın derdimi bilsen
Yokluğun nasıl bilsen bir sen
Aşkından meczup halimi görsen
Şaraba secde edersin bir sen
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!