Gece yara döküyor
Pul pul göğün derisi
Hücrelerine dek sızmış ketum bir bela
Geceye kararmak kalıyor kapatmak için günahları
Bana ten germek, karanlığa ufalanan fikirlere karşı
İnsana yakın bir vatandaş tarifi geçiyor aklımdan
Vatanımın öksüz beldeleri adına…
Sana sesleniyorum bir Oğuz rüyasından
Almıla, Altaylardan Balkanlara uzanan
Hayallerimin eşsiz vatan coğrafyasından.
kördüm
baltasını toprağa gömmüş savaşçılar gibi de çaresiz
İçimdeki bu yağmur bu fırtına bu kar
Üflesem bütün şehirleri yıkar
Gömmeden karşıma asi çıkan cesetleri
Niye zonkluyor beynim, bilmem bu kadar niye?
Fikirlerim benziyor neden birer çiviye?
Düşlerim, ah düşlerim; düşünceyle kilitli
Yiyor beni her gece, rüyamda biteviye
Tasmalı köpekler ki kuduz, pireli, bitli.
DALGALI SULARDA
Of Süveyda uzatıp elini dalgalandırmayacaktın suları
Hesap edemiyorum şimdi sana harcadığım uykuları
ben taze sıcaklıklardan bahsediyorum
üstü açılmamış çağlardan
bana bayat ekmek kokusu ile gelmeyin
banka kuyruklarındaki çilelerle asla
umurumda mı sanıyorsunuz
ihtirassız sevdim seni
belki biraz deli, belki biraz durgun
Anafartalar’da topun ağzındaki son mermi misali
önünde “I Love USA” yazan tişörtle
“Defol Yanki” yürüyüşüne giden
Şarabın muzaffer olduğu bir çağda
Kesif tütün kokusu idam edildiyse bana ne
Toprağı iğdiş eden taşın sertliği
Suya vuran kirecin acılığı
Kolay geçmez bilirim
belki okurlar diye fikirlerimi mezar taşına yazdım
dua sandılar,
toprağa tohumlar serptim büyüsün diye
kanatsız kuşlar gagaladı
izlemeye devam edin.