Bu nasıl gençlik, dimağları karanlık
Toprağına yabancı, taşına yabancı
Dostlukları sahtedir, sevdaları anlık
Ekmeğine yabancı, aşına yabancı
Ellerinde telefon,parmakları tuşda
Sen gideli, her namerde kul oldum
Bahar bitti, kışa döndüm gel gayrı
Sevdan ile yandım bittim kül oldum
Yuvasız bir kuşa döndüm gel gayrı
Yol gözledim, şu boynumu bükerek
Sen gideli, yağmur gözlüm buradan
Bülbülü olmayan, güller gibiyim
Bahtımıza gurbet yazmış yaradan
Mejnunu olmayan çöller gibiyim
Bahar bitti, göçebeler yürüdü
Çorak toprakların,yayvan tepelerinde
Nice gamlı şafaklar,Fecirler yaşadım
Üşüyen duygularda,yorgun hayallerde
Kudurmuş,fırtınalı geceler yaşadım
Sevda gölünün sıcak iklimlerinde
Senden öğrendim,edebi terbiyeyi
Kin tutmamayı,insanları sevmeyi
Fakiri fukarayı,muhtaçlara vermeyi
Senden öğrendim sevgili öğretmenim
Seninle tanıdım,sevdim aziz Milletimi
Bu ihtişam biter de,gelir fakirlik
Sen günü kurtar,dün ele geçmez
Hiç fayda etmez,zenginlik erlik
Ararsın amma,gün ele geçmez
Yaş Yetmişe vardımı da artık
Yaprak gibi, yerden yere savruldum
Gencecik yaşımda, yardan ayrıldım
Sevda ateşinde, yandım kavruldum
Aslımı yitirdim, Kerem oldum ben
Yürürüm yürürüm, bitmez yokuşlar
İlimsiz irfansız,çatlayan bedenler
Işığında dirildi,kan buldu öğretmenim
Seni bu dünyada,rehber kabul edenler
Sapmadan yürüyecek,yön buldu öğretmenim
Çözüldü bir bir,bağlanan diller
Bir kabusla uyanıyorum
Gecenin ta orta yerinde
Havlayan it sesleri tırmalıyor kulaklarımı
Beynimi kemiriyor karmaşık düşünceler
Kahrolası uyku uğramıyor gözlerime
Sağa dönüyorum belki......sonra sola
Kara bir haber geldi sıladan
Yol veriinde,çıkın dağlar aradan
Sabır sebat versin bizi yaradan
Amca oğul,birde yeğen üç oldu
Bu acıya katlanmamız güç oldu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!