(Eşim merhumeye)
İnanamadım senin gittiğine
Bu kadar erken şafak attığına
Bize zamansız veda ettiğine
İnanmayacağım sen ölemezsin
Alçaklar saldırsa da dört bir yandan
Kapılma korkuya biran ölümden kandan
Belki de budur sana en büyük hediye
Bırakma gününü karanlık atiye
O insan…
Yorgun, mutsuz ve de umutsuz
Gülmeyi unutmuş günlerden beri
Geceler yaslı, gündüzleri gece
Kör karanlıkta kalmış adeta
Kapanmış ağzından çıkmıyor hece
Şerefsizliğin de bir şerefi vardı; yitirdiler
Milletimin ruhunu da beyinini de bitirdiler
Senden ötürü,
Mutluluk sarhoşluğu benimki
Biliyorsun ki öyleyim
Anlatamadım, anlayamadın
Neyleyim
Aşılır dağlar tepeler
Aşarsan aşılır her engel
Aşılmaz olan yalnız sen
Çünkü sen hep
Aşılmak değil aşmak isteyen
Zannetme ki aştıkça
Bir fotoğraf bir de ses
Korku oldu; sevinç oldu
Aldığı nefes aldığım nefes
Birleşti, yürüdü kalbe
Heyecan doldu...
Hep böyle gitmez bu düzen bunu bil
Durmamakta Dünya dönmekte her an
Evrilip yeniden alıyor şekil
Her yeni gün yeni menzile varan
Zahiri değil de gerçek geleydi
Elim kanda olsa koşar giderdim
O hiç çürümeyip sağlam kalaydı
Engel olsa Dünya aşar giderdim
Gözünü kaplar bazen kat kat perde
Görülmez ne ikincide ne birde
Gizlidir "öz hakikat” en derinde
O yerdir aralanan en son perde
Kalbin hakikatle buluştuğu an
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!