İlhamım küserse bir şair öler içimde,
Başka ellerle yazılar şiirim.
Başkasının alnına yazılan taliim gibi,
Alay eder benimle
Içimdeki yanar dağ
Ilhamım susarsa,
Bir şair susar içimde, susar dünyaya,
Başkasına konuşan üvey şiirler doğar.üvey babadan
Ölü doğar
Tertemiz duygularım.
Zamana susarım,
Yer küre durar,
Güneş doğmaz,
Buz devri başlar,
Dünyanın ben denen toprağında
Tohum yeşermez,
Ağaç bitmez,
Güller açılmaz.
İlhamım küserse,
Dünya tersine döner,
Göklere yağarım,
Maviler ıslanır,
Kopar yıldızlar.
İçimdeki asi çocuğa
Tanrıların bedduası var.
Alnıma sürülen cehennem
Eritmez donan cennetimi...
Kayıt Tarihi : 16.12.2011 10:15:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hikayesi:
Başka duvarlara yazılar şiirim...
kutladım canımcım..öpürem gözlerinden..sevgiyle....
Tabii, benlik deyince ilk akla gelen Yunus Emre oluyor. O muhteşem, o unutulmaz dizesi:
“BİR BEN VAR BENDE BENDEN İÇERÜ”
Biz yaşayan insanoğlu, hangi benliğimizle yaşıyoruz? Gerçekten bunu hiç bu şekilde düşündüğümüz oldu mu?
Sanmıyorum.
Yaşamak, çoğu zaman insanın kendini zamanın akışına bırakmasından başka bir şey olmuyor.
Bazen bir gazel gibi rüzgârda savruluruz; kuru bir yaprak gibi, dal parçası gibi suların ritmine bırakırız kendimizi ve akıp gideriz, ummanın derinliklerine.
Bazen de ana yanımız, anaç yanımız, arkadaş, dost yanımız kendini gösterir koruyuculuğuyla, kucaklayıcılığıyla ve sahiplenişiyle.
Bazen kendimiz olarak da şair yanımız, yazar, düşünür, eleştirmen yanımız, sanatçı yanımız çıkar ortaya. Bir yıldız gibi, bir şua gibi aydınlatır etrafını.
Bazen gönüllerde sıcaklık, ruhlarda aydınlık, akıllarda irade ve düşünce olur, yol göstericiliğiyle…
Bazen de gönülde mayalayarak taşırdığı sevgisini bütün sevdiklerine yetirir, hepsini doyurur sevgisiyle.
Hayat işte böylesine kendi çarkında döndürür durur, kimi zaman öğüterek, kimi zaman şevkle kendinden geçirerek…
Şiirlerin babası, sanki biraz en âlâsıymış gibi geliyor bana. Ancak şaire böyle demiyorlar. Üvey babadan ölü doğan tertemiz duygular, başkasına -başkasının ağzıyla- konuşan şiirler gibidir diyorlar.
Susan ilhamı olmuyor aslında. İlhamı kırgınlıklarına, dargınlıklarına doğuyor.
Zamanın durması mı?
Yok böyle bir şey. Zaman var olduğundan beri ne zaman durmuş ki, şimdi dursun?..
Durur tabi.
İnsan durursa, insan susarsa, insan nefessiz kalırsa, insan sevgisiz, yapayalnız ve kimsesiz kalırsa durur tabi.
Zamanın durduğu yerde ne güllerin rengi, ne süruru, ne çeşitliliği olur.
Keşke hep şair gönlüyle, şiir aşkıyla göklere yağabilse insan…
O sonsuzluğun huzurunu bulabilse…
O ışıltılı yıldızların altına sığabilse…
Bundan daha güzel ilham olur mu?
Yok, inan ki o kadar da değil…
Yarım asırlık ağaçların gül gibi meyveleri varken…
Gülen gözlerde varlıklarının ışıltılarını iştiyakla hissederken…
Neden şevkimizi kırarız böyle?
Cehennem de biziz, cehennemi cennet eyleyen de biz…
Asi olmayan gönül var mı?
İsyan etmeyen yürek ve akıl var mı?
Hem de bile bile isyan ederiz, en karamsar, en aciz, en biçare anlarımızda…
Ve sonra yine normale, olağana döneriz, belki de durulan sular gibi…
Fırtınaların yorduğu dallar gibi.
Öyle bir suhulet oluşur ki, ne buz, ne tuz kalır. Eritiriz yüreğimizin sıcacık sevgisiyle.
Yeniden sevecen oluruz, her şeyi unutarak…
GÜNE DÜŞEN GÜZEL ŞİİR VESİLESİYLE GÜNÜN ŞAİRİ HALİDE EFENDİYEVA HANIMI BÜTÜN İÇTENLİĞİMLE KUTLUYORUM.
Seçici Kurul’a da içtenlikle teşekkürler.
Sevgi ve saygı rüzgârları esenliğiniz olsun.
Hikmet Çiftçi
02 Temmuz 2016
TÜM YORUMLAR (27)