İlhami Bulut Şiiri - İlhami Bulut

İlhami Bulut
420

ŞİİR


19

TAKİPÇİ

İlhami Bulut

RİNT BİR ŞAİR: İLHAMİ BULUT

Bu gün size, bu gazetede en az bir yazılı eseri bulunan ve Elazığlı olan yazar ve şairleri “Elazığ Kalemleri” başlığı ile yazan şair İlhami Bulut’u anlatmaya çalışacağım.

“Her edebiyatçı biraz şair, her şair de biraz rinttir” diyor işin erbabı. Yani şiirle meşgul olan her şair kendisini adeta şiirin içinde kaybolmuş (şiir olmuş) bulur. Aslında bu şiirde kayboluş da biraz mistisizm değil midir? Mistisizm yalnız dini alanlar için kullanılmaz. Ruhun yöneldiği, zevkle uğraş verip temaşa ettiği her uğraşı esasen mistisizm değil midir? Yazanla yazılan arasındaki bu enteraktif ilişkiyi edebiyatın, belki şiirin dışında pek bulamayız. İlhami Bulut belki de bu cümleyi ispat sadedinde; “Bu aşkla / yanarken diri diri / Ölümü öldürmeden / Bir çuvala giremeyiz bu aşkla.” diyor.

Önce biraz şairimizin hayat hikayesine (şimdi buna öz geçmiş diyorlar) bakalım: İlhami Bulut 1956 yılında Elazığ/ Pelte köyünde dünyaya gelir. Elazığ Orta Okulunu ve Ticaret Lisesini bitirdikten sonra 1977 yılında askere gider. Askerlik dönüşü 1979 yılında Elazığ Adliyesinde Zabit Kâtibi olur. Aynı yıl evlenir. Bu arada 1987 Fırat Üniversitesi Edebiyat Fakültesine kayıt yaptırır ama hem memuriyet hem de öğrencilik bir arada yürümez diyerek okulu bırakır. Kısa sürede terfi ederek 1991 yılında İcra Müdürü olur. Erzurum/Narman’da, Kayseri/Sarız’da, Malatya/Yeşilyurt’ta ve Elazığ’da icra müdürlüklerinde bulunur. 2012 yılında İstanbul/ Çağlayan adliyesine icra müdürü olarak tayin edilir. 2013 yılının Haziran ayında emekli olur.

2011 yılında şiirlerini topladığı “Sır Sızıntısı” kitabını yayınlar. Halen yerel Yeniçağ ve Haberkent gazetelerinde köşe yazarlığı yapmaktadır. Haberkent Gazetesi’nde “Elazığ Kalemleri” başlığı altında Elazığlı yazar ve şairleri tanıtmaktadır. Bu yazılarda zannederim yüzden fazla (135 olabilir) şair ve yazarın hayatı nihayette bir kitapta toplanacaktır. Ben şahsen bu çalışmayı önemsiyorum. Çünkü Elazığlı şair ve yazarlar gelecek kuşak için tek kitapta (en azından büyük bir bölümü) bir çırpıda bulunabilecektir. Takdire şayan bir çalışmadır. Zira hazırlanması okunması kadar kolay değildir herhalde.

İlhami Bulut’un şiirleri; Türk Edebiyatı, Bizim Ece, Kümbet ve Bizim Külliye dergilerinde yayınlanmıştır. Şairimiz İLESAM üyesidir. Ayrıca bazı şiirleri antolojilerde yer almıştır.

Yazı yazmayı bir virt haline getirmiştir. Disiplinli bir çalışma stili var. Dahası, bu işi topluma hizmet için yaptığını ifade etmektedir. Pakistanlı ünlü şair ve düşünür Muhammet İkbal hayranıdır. Onu nerede görürseniz görün, elinde muhakkak bir dergi, bir kitap ve yazmak için kağıtları vardır.

İlhami Bulut, arkadaş canlısıdır. Bol espri yapma gücü vardır. (Buna zeka da diyebiliriz, sanatkar mizacı olarak da bakabiliriz.) Bazen geçici alınganlıklar gösterebilir ama bu durum kalıcı değildir.

İlhami Bulut bir “aşk” aşıklısıdır. “Kainat her gün, her an aşk fışkırır, aşk; devrimsel eyleminden bir an bile geri durmaz. Şiir, bana göre bir duyu ve duygunun mumyalanması ise de, aşkın tanımsız ve bitimsiz lakırdısıdır” cümleleri onun aşk için neler hissettiğini anlatır.

Anne ve babasına karşı büyük bir içtenlikle “evlatlık görevini” yapmaya gayret eder. “ Ak düşen yıllarım dönsün tersine / Bir yılı bir güne satayım anne / Dizinde, başımın minnacık izine / Uzanıp yeniden yatayım anne…” Bu dizeler onun anne sevgini anlatırken, şairlik gücünü de göstermektedir.

Şairlerin şiirleri kendileri için elbette güzel ve önemlidir. Ancak her şairin kendisine yakın hissettiği şiirleri ya da dörtlükleri vardır. İlhami Bulut’un da kendisine yakın hissettiği bir dörtlüğü ile yazımızı noktalayalım:

“Çeker ömrü zaman gün perde perde

Şu tümsek alana düşen resmimden

Şimdi can evimden kim bilir nerde

Sönecek mum gibi yırtar gölgemden…”

Bir şair yaşarken biliniyor ve tanınıyorsa bu önemli bir olaydır. Elazığ’daki yazar ve şairler cidden onu tanıyor ve çoğunluğu da seviyor. Kültür ve sanat dünyasında tanınmak ve büyümek çok zordur. Çünkü bu camiada bulunan herkes, yaşadığı toplumda zaten rutin olmayan bir işe imza atmaktadır.

Nevzat Ülger

AH, ŞU BULUTLAR……

Bu Bulut’lardan hiç kurtulamadık.
Doğuya baktık, Palu’lu Bulutlar.
Batıya baktık Pulutlu Bulutlar…
Şimdi bir de Elazığ’da bir ‘Gülan ‘ayında dünyaya gelen şair ve yazar İlhami Bulut çıktı karşımıza.
Durmuş durmuş, tam da emekli olduktan sonra sesini duyurmaya başlamış. Şiirler yazmış birbirinden güzel. Düz yazılar yazmış tıpkı yıllanan yazarlar gibi. Şimdilere kadar nerelerde kalmış, yetenek ve becerilerini neden bugünlere kadar saklamış.
Biz, yıllar önce “Bu Toprağın Yaşayan Ozanları” diye üç cilt kitap yazdık. Koştuk doğulara, batılara, kuzeylere, güneylere nerede bir Elazığ’lı bulduksa aldık bu üç ciltlik eserlerimize. Doğaldır ki, ulaşamadıklarımız, bulamadıklarımız hemşerilerimiz de oldu. Bir M.Şükrü Baş, bir İlhami Bulut’da bunlardan.
İkisinin de kalemi keskin, şiirleri o değin ağırlıklı.
Hele hele Bulut’lar, bunlar bize çok daha da yakın.
Belediye Başkanlığına soyunduğumuz yıllarda Palu’lu Bulut’lar çıkmıştı karşımıza. Bedri Bulut, Davut Bulut, İzzet Bulut öylesine de sevdiğimiz, güvendiğimiz, yaşam boyunca unutamadığımız kişiler olmuştu. Davut Bulut’un oğlu Ahmet Bulut, yıllardır Kültür ve Turizm Müdürü olarak hizmetler verir. Türkiye coğrafyasını çok kişimizden de iyi bilir. Bedri Bulut’un çocukları, az hizmet vermediler Elazığ’a, Abdullah Bulut, Belediye Başkan Yardımcısı, Köy Hizmetleri Bölge Müdürü olarak bir o kadar hizmetimize koştu. Metin Bulut, hâlâ bulvarında koşuşup durur.
Gelelim Pulutlu Bulut’lara. Reşat Bulut’u Türk Hava Kurumu Müfettişi olarak tanımıştım. Oğlu, UZUN YILLAR dsi. Bölge Müdürlüğü yaptı, güzel hizmetler verdi Elazığ’a. Fuat Bulut’u, İl Genel Meclis Üyesi, Kemal Bulut’u İl Tapu Müdürü olarak tanıdım. Yıllardır Elazığ kültüründe at koşuşturan ve adı sanı Avrasya’lara, Balkan’lara, Kıbrıs’lara kadar uzanan Şener Bulut’u n babası ve kardeşlerini de Bahçelievler’de komşu olarak tanımıştık.
Seni gidi sesini geç duyurmaya başlamış İlhami Bulut.
Bak, nasıl bir uzun giriş yaptıktan sonra döneceğiz sana.
Ben de Gülan (Mayıs) ayının 19 unda dünyaya gelmişim.
Eskiden, çocuk iken (Mayıs ayı, Gülan ayı, çocuk alır büyük payı) diye bir tekerleme okurduk. Mayıs ayı, gerçekten bir çok önemli tarihlere kapı açmış bir ay. 15 Mayıslar, 19 Mayıslar, 27 Mayıslar 29 Mayıslar, sadece bizim bildiğimiz tarihler.
Böyle bir ayda doğmanın verdiği mutlulukta başka.
NİRVANA SEMBOLLERİ adlı şiirinden bir altılık vererek başlayalım asıl söze.
“Bugün yaşadım dünü, yarını erteledim”
Erteli sevdalarda senden başka sevmedim
Daldım sema seyrine, yeryüzünde yoksun sen
Ruhun benim mihrabım, kabak için gelmedim
Yokluk bizim varımız, hem varım hem yoksun sen
Tutuşur karanlıklar mum gibi yakarsın sen.
“Şu seslenişe, şu güzelliğe, şu ağırcalığa bakın.
Varıp bu yüceliklerin önünde siz de ateşler yakın.”
Diyerek birkaç dizesinden daha söz ederek, yazımızı noktalamaya çalışalım sevgili İlhami Bulut’um.
Ağlayan Yağmur şiirinin ikinci dörtlüğünde:
“Sadece ölümdür hayatı her gün biraz daha eskitir.
Yeni bir ayrılıkta bir ömrü bir ölüm kadar bir günde eksiltir.
Belli olmaz güzelin işine
Son gelişinde ne olur, iki damla da bana getir……”
Bir de DİYAR-I HARPUT’TAN
Dedem derdi ki Oğul, Harput eski kaledir
Taşı topraktan fazla, aslında yek paredir
Kat kat olmuş kayalar, her katı ayrı çağdır
Bir mihraptır kurulmuş, dağ üstünde bir dağdır.
Güneşten evvel doğar minare alem alem
Tarihe ilk besmele çekmiş kudretli kalem
Haydi güzel kalem, ne sen bizi unut; ne de biz seni ne demişler, ey güzellik insanı, sev seni sevin.
Bu insan oğludur, açar bazen ne çok kapıyı
Güzel insanlar, bir başka süsler her güzel yapıyı, varın da bulut bulut koşun, yağmur olarak inin yere,
Coşkun coşkun ve bereketlice aksın her güzel dere.

Şükrü Kacar

Osman Baş

SIR SIZINTISI Osman BAŞ Edebiyatımızın her alanından yeni yayımlanan eserler ulaşmaya devam ediyor. Ayrım yapmam uygun olmasa da şiir kitaplarının fazla olduğunu söylemek uygundur. Eğitim, kültür, sanat ve edebiyat dergilerinin sayısı da az değil. Bana ulaşan yayınlar düzenli olarak çalışma masamdaki yerlerinde sıralarını bozmadan okunmayı ve incelenmeyi bekler.
Elazığ’da 1992 yılında başlatılan, 25-28 Eylül 2014 tarihlerinde 22.si Arif Nihat Asya hatırasına ve Bayrak temasıyla düzenlenen program esnasında şairi ve yazarı tarafından imzalanıp hediye edilen kitaplar arasında “SIR SIZINTISI” Elazığ’l
Kitaba adını verdiği Sır Sızıntısı ile başlıyor şiirler.
Derinliğine yol gidiyor insan.
Vuslat cennet mahreçli; bu ayrılık sonradan
Rengi olmaz gölgenin, suyun rengi ışıktır
Gel sürelim devranı, bu kubbe kapanmadan
Gözlerim yumulsa da, gönlüm sana âşıktır.
Anne şiiriyle devam ediyoruz.
Ak düşen yıllarım dönsün tersine
Bir yılı bir güne satayım anne
Dizinde minnacık başım izine
Uzanıp yeniden yatayım anne…
Aşkın tanımında bir türlü nokta koyamıyorum. Tanımlar, yaşanılan aşkı anlatmakta, her açıklama fark derinliği ifade etmektedir.
Şiirle anlatmak zor ve özel anlatımların disipline edilmiş halidir. İlhami Bulut son Elazığ ziyaretimde tanıdığım, dostluğu, gönlü, doğallığı silinmez iz bırakan gönül insanı.
Şiirlerinin tamamını okuduğumda gördüm ki, fevkalede zengin kelime haznesi, şiir bilgisi, duygu yükü ağır ve kontrollü, vuslatı özleyen, isteyen bir usta rahatlığı ve bilgi ve birikimiyle mısraları dörtlükleştirirken sevgiyi ilmek ilmek işleyen bir şair sonucuna ulaşıyorsunuz.
Türkülü Hasret şiirinin son kıtasında;
Yüz bin şiir olsa da senin öykün biter mi!
Aklım gitti başımdan, aklı olan sever mi!
Aşk dediğin hasrettir aşk duvağa girer mi!
Bekliyorum ben seni, gelsen de gelmesen de…
Sevdaların tatlı serinliğinde rahat ifadeleriyle yürüyen şair, yaşadıklarını Harput’la, Anadolu ile bütünleştiriyor. Şair şehitleri unutmuyor,
Şehidim şiirinde;
Çektim şahadeti durdurdum zamanı
Komutan seslendi, sesi donmuş nineme
Şimdi Vatan Sağ Olsun deme zamanı
Yetmiş milyon evlat yaslanmış anneme…
Uzun bir gecede kısa bir rüyayla leylalara ulaşan şairin, köpüklü dalgalarda denizin dik yokuşunda esen rüzgârlara gülümseyişiyle suya kavis çizen ay’ın hilâl duruşuna ulaşması, bulut kümelerinin nehirlere ulaştığı anlara eştir.
Aşksız şiir nice şiiridir. Harflere takılıp hafif bir görüntü ya da okunuş algısı çıplaklığıyla nasıl ifade edilebilir. Kalbini aşk hisselerine teslim eden bir kalemden damlayanlar şiir olur elbet. Hayali ruhlarla zifiri karanlığı aydınlatmak ancak yüreğin yangınlarıyla mümkündür.
Biliyorum ki şair İlhamı Bulut’tan yeni sızıntılar gecikmeden okuyucularına ulaşacaktır.
15.02.2015 / Ankara
………/……….

http://www.tokatgazetesi.com/author_article_detail.php? article_id=7919

Zekeriya Duman Ilhami Bulut

Döner durur bu dünya, hayatsa koca bir dev.
Açar ağzını bekler, bizlerse masum bir av.
Fark etmez. Ha avcı ha av, yeter ki ömrü sev.
Gelip geçen zamana, takıp aldırma, unut.
Kutlansın doğum günün ustam İlhami Bulut.....
Doğum gününü kutluyorum üstadım.

Sıtkı Caney

NİCE GÜZEL YILLARA
koşturma artık geçen günlerin ardı sıra
kış olsa da çevir sen yüreğini bahara
bundan böyle hiçbir şey açmasın sende yara
İyi ki doğdun bugün nice güzel yıllara
büyütüp umudunu düş yeniden yollara
sevdanı hep yeniden gönlüne sora sora
mutlu olmak hakkım de göğsüne vura vura
iyi ki varsın bugün nice güzel yıllara
SITKI CANEY

Elazığ Kalemleri...
................Elazığlı usta yazar İlhami Bulut; gelecek nesillere miras bırakacağı bir eseri hazırlamak için bir süreden beri büyük emek veriyor. “Elazığ Kalemleri” isimli eserini büyük bir sabırla hazırlarken, kitabına almayı düşündüğü şahısları araştırmacı yazar özelliği ile özenle seçiyor, akabinde o şahıslar hakkında bilgi topluyor, derlemeler yapıyor ve en önemlisi de kendi bakış açısıyla özgün yorumlar ekliyor.................Bu özellikteki kalemler kolay yetişmiyor, yüreğine doldurduğu ve ismi ile mümtaz İlham’dan alıyor bu desteği kendisi…
................İyi ki varsınız gönül dostu İlham-i Bulut. İyi ki hazırlıyorsunuz “Elazığlı Kalemler” isimli eserinizi… Asırlar sonra bu eseriniz Elazığlı Kalemler açısından müstesna bir biyografi hazinesi olacak gelecek nesillere ve siz bu çalışmanızla hak ettiğiniz manevi mükâfatı, tarihsel süreçte duaların desteği ile yâd edilerek kazanacaksınız..18.03.2015 Prof.Asaf Varol (Fırat Üniversitesi)


T.C.
ELAZIĞ VALILIĞI
İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ
Sayı: 112777799.821. I 2,3,5 23./03/20 1 6
Konu: 23.Uluslararası Hazar Şiir Akşamları

Sayın: İlhami BULUT

İlimizde Valiliğimizin öncülüğünde ilgili resmi ve sivil toplum kuruluşları ile işbirliği halinde 1992 yılından itibaren gerçekleştirdiğimiz Uluslararası Hazar Şiir Akşamları, sanat çevrelerince ülkemizin süreklilik arz eden ve kurumsallaşan en önemli kültürel etkinliklerden birisi olarak kabul edilmektedir.
1992 yılından bu yana her yıl Türk Kültürüne hizmetleri ile temayüz etmiş değerli bir şahsın adına düzenlenmiş olan Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarmın 23 üncüsü 26-27-28-29 Mayıs 2016 tarihlerinde "Ali Şir Nevai" adına ve "Türkçe" konu başlığı altında gerçekleştirilecektir.
Şairlerimizin Şiir Akşamlarında Ali Şir Nevai ve Türkçe konusu ile ilgili mevcut şiirlerini ya da konu ile ilgili yazacakları yeni eserlerini okumaları halinde, güçlü kalemleri ile Ali Şir Nevai ve Türkçe'yi daha etkili olarak anlatmış olacağımıza inanıyoruz.
23 üncü Uluslararası Hazar Şiir Akşamları'na şair olarak katılmanızdan
onur duyarız..

Haluk Çakmak
Vali a.
Vali Yrd.

GÖNÜL TAHTINDAN EDEBİ ŞAHSİYETLERDEN-

Birden fazla hastalığa sahip bir millet olduğumuzu söylesek, öyle inanıyorum ki birçok insan hamasi duygularla bize kızacaktır.

İster kabul etsinler ister kabul etmeyip bizlere kızsınlar millet olarak birçok hastalığa sahip olduğumuzu söylediğimiz için.

Ne yazık ki birtakım hastalıkların sahibi oluşumuz ve bunların üstesinden gelmeyişimiz acı bir gerçeğimiz..

Nedir?

Ne gibi bir hastalığın veya hastalıkların sahibiyiz?

Diye merak edip soranlar olabilir. Gerçi birçok insan biliyor ve farkındadır hastalıklarımızın ne olduğunu, ne gibi hastalıklara sahip olduğumuzu ama biz yine de bilinenlerle beraber pek bilinmeyen, bugün hakkında değerlendirme yaptığımız edebi şahsiyetimizin üstesinden geldiği bir hastalığımızı ifade etmeye çalışalım.

Millet olarak sahibi olduğumuz hastalıklarımızın başında;

Okumama ve okuma özürlü oluşumuz,

Haset,

Enaniyet,

Kibir,

Sağlığı büyük oranda etkileyen hareketsizlik,

Üretici olmak yerine tümden tüketici olmak,

Gençlerin ufkunu açmada aciz kalmak ve gibi hastalıklarımızın yanında bir de hayatla mücadelede aciz kalmak, acziyet içinde olmak vardır.

Evet, millet olarak genel olmasa da büyük çoğunluğu yukarıda ifade etmeye çalıştığımız hastalıkların sahibiyiz.

Ha! Bunlara sahip olmayanlar, sahip olup da zaman içerisinde bu hastalıkları yenenler yok mudur?

Tabii ki vardır.

İşte bugün, burada millet olarak sahibi olduğumuz hastalığımızı sergilememizde ki amaç, kastımız birilerini yermek değil tabii ki, var olan gerçeğimizi ifade edip söz konusu hastalıklarla olduğu gibi hayatla da başa çıkmak adına mücadele ederek aciz ve acziyet gibi bir hastalığın sahibi olmadığını, olmamak adına mücadele ettiğini gösteren bir değerimizin, bir edebi şahsiyetimizin azmini sergilemek.

Kim bu aciz ve acziyet hastalığıyla mücadele edip hizmet eden, yaptığı çalışmaları toplumun istifadesine sunmak üzere edebi esere dönüştüren ve hazır olanını ise yayınlamak üzere hazır hale getiren edebi şahsiyet?

Bize göre hastalıkların en kötüsü olan acizlik ve acziyet içinde olmayı verdiği mücadele sonucu yenerek üstünden atmış bu edebi şahsiyetimiz;

Doğuyu batıya- güneyi kuzeye bağlayan dört yönlü stratejik bir konumda bulunan,

Tarihi derin ve kültürü zengin,

Turizm noktasında kendine bağlı bulunan ilçeleriyle geniş ve elverişli bir alana sahip,

Arzu edilen seviyede değerlendirilmeyen iki ayrı ovaya, yaz aylarında susuzluktan kavrulan ovalara (Kuz Ova- Ulu Ova) sahip,

Musiki duayenlerden Mehmet ÖZBEK Hocamızın ifadesiyle Musikinin Kabesi konumunda ki Harput’ta medfun manevi mimarların manevi havasıyla beslenerek huzur adası hüviyetini muhafaza eden Elazığ’ın merkez köylerinden Pelte’nin yetiştirdiği edebi şahsiyetimiz,

İlimiz Elazığ’ın yetiştirdiği ve görevi gereği derin bir tarihe sahip, kültürü geniş, manevi mimarların otağ kurduğu, Kahraman Nene Hatun’larla düşmana geçit vermemiş Erzurum’un Peri Bacaları bulunan Narman ilçesinde-

Pastırması, hayratları, edipleri ve de türkülere konu olmuş bağ ve bahçeleri, kayak merkeziyle göz dolduran Kayseri’nin Sarız ilçesinde-

Battal Gazi şehri, siyasileriyle sahipli, büyük şehir olan komşu il Malatya’nın Yeşilyurt ilçesinde-

Düşmanların başarısızlığına vesile, kahraman zat Sütçü İmam’ın şehri, ediplerin, şair ve ozanların bol, yaz ayının vazgeçilmezi olan serinletici gıda dondurmanın meşhur olduğu Kahramanmaraş gibi değişik illerde görev yapmış bulunan,

Yazdığı şiirleri kitaplaştırıp yayın hayatına kazandıran,

Elazığ’ın bir yerel gazetesinde Genel Yayın Yönetmeni görevini sürdüren,

Birçok gazete ve dergilerde şiir ve yazıları yayınlanan, şiirlerinin bir kısmı Elazığ Günışığı Gazetesi’ n de her hafta Perşembe günü yayınlanan şahsıma ait Gönül Tahtından adlı Kültür Sanat sayfasında yayınlanmış bulunan edebi şahsiyetimiz İlhami BULUT Beydir.

Bu mücadele azmi yüksek edebi şahsiyetimizi kendi lisanı halimizle hakkında bir takım şeyler ifade edip bilginize sunmaya çalıştık.

İsterim ki bu edebi şahsiyetimizi birde kendi ifadesiyle, lisanı haliyle tanıyalım. İşte edebi şahsiyetimiz ve işte siz değerli okurlarım…

EDEBİ ŞAHSİYETLERDEN İLHAMİ BULUT KİMDİR?

01.03.1956 tarihinde Elazığ’ın, Elazığ’a 13 km. uzaklıkta ki Pelte köyünde dünyaya geldim. Çiftçi bir ailenin çocuğu olarak ismimi merhume Nucibe halam koyar. İlkokulu Pelte Köyü’ n de, Orta kısmını Elazığ Ortaokulu’ n da, lise eğitimimi Elazığ Ticaret Lisesinde tamamladım.

1977 yılında askerlik görevini Antalya ve Kıbrıs’ta yaptım. 1979 yılında Elazığ Adliyesine Zabit Katibi olarak girip çalışmaya başladım ve aynı yıl evlendim.

1987 yılında Fırat Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne kaydımı yapıp okumaya başladım. O günkü şartlar gereği okulu bırakmak durumunda kaldım.
…………1991 yılında İcra Müdürlüğüne müdür olarak atandım ve sırasıyla; Erzurum- Narman, Kayseri-Sarız, Malatya-Yeşilyurt, Kahramanmaraş, Elazığ İcra Müdürlüklerinde bulundum. Bu arada boş durmayarak Ankara H. F. Adalet Yüksekokulu’nu bitirdim. Belirli zaman diliminde yazmış olduğum şiirlerimi 2011 yılında Sır Sızıntısı isimli bir şiir kitabına dönüştürüp yayın hayatına kazandırmış oldum.

2012 yılında İstanbul- Çağlayan İcra Müdürlüğüne tayin oldum ve 2013 yılı Haziran Ayında emekliye ayrılıp memleketime yerleştim.

Elazığ’ın mahalli gazetesi Yeni Çağ’ da Sır Sızıntısı isimli köşeden, Haber Kent Gazetesinde ise Araftan Sesleniş isimli köşede köşe yazarlığı yaptım. 2014 yılında Haber Kent Gazetesinde tefrika olmaya başlayan Elazığ Kalemleri adlı bir kitap çalışmasını sürdürmekteyim

Tolga ve Evren isimli iki çocuk babası, Mehmet Akın ve Ela isimli iki çocuğun da 2014 yılı itibariyle (Dedeleriyim) büyük babalarıyım.

Şiirlerim bazı gazetelerde olmakla beraber Türk Edebiyatı, Bizim Ece, Bizim Külliye ve Kümbet Dergilerinde yayınlanmıştır. İlesam Üyesi olup şiirlerim birçok antolojide yer almaktadır.

Evet, hayatta güçlü bir mücadele örneği sergileyerek kendini zenginleştirip bugüne gelen, yazmış olduğu şiirlerle, yerel basının birinde üstlenmiş olduğu genel yayın yönetmeni görevinin yanında yazmış olduğu yazıyla gündemde yerini muhafaza eden edebi şahsiyetimize kalemine ve yüreğine sağlık der, hayırlı uzun ömürlerle nice yıllara, nice yazı ve şiirlere diyor saygılar ve sevgiler sunuyoruz.

GÜZEL SÖZLER

*Aşk olmadan dünya beleş döner mi bu kış günü göklerde.

*Vicdanından daha yumuşak bir yastık bulamazsın.

*Kainat; her gün her an aşk fışkırır, aşk; devrimsel eyleminden bir an bile geri durmaz, Şiir: bana göre bir duyu ve duygunun mumyalanması ise de; aşkın tanımsız ve bitimsiz lakırdısıdır..İlhami BULUT

ANNE
Ak düşen yıllarım dönsün tersine
Bir yılı bir güne satayım anne
Dizinde, başımın minnacık izine
Uzanıp yeniden yatayım anne……

BANA EN YAKIN DÖRTLÜĞÜM
Çeker ömrü zaman gün perde perde
Şu tümsek alana düşen resmimden
Şimdi can evimden kim bilir nerde
Sönecek mum gibi yırtar gölgemden…..

DİYAR-I HARPUT
Dedem derdi ki oğul; HARPUT eski kaledir.
Taşı topraktan fazla, aslında yek paredir.
Kat kat olmuş kayalar, her katı ayrı çağdır,
Bir mihraptır kurulmuş. Dağ üstünde bir dağdır.

M.DURSUN AKSOY

,,,,,,,,,,,/,,,,,,,,,,,,

Araştırmacı yazar Sayın M.Dursun AKSOY'un "Edebi Şahsiyetler" adı altındaki kitap çalışmasının tefrika edildiği GÜNIŞIĞI gazetesindeki köşesinde 10.03.2016 tarihli sayısında tarafıma ihdas ettiği yer ve iltifatlarına teşekkür ederim..

http://www.elazigfirat.com/Hbr-6994-Siirin-icinde-kaybolmus-bir-sair-Ilhami-Bulut.html

" İ L H A M İ B U L U T "

Derin derya bir gönül ! İlhami Bulut
İyi'ki ağabeyim ben ! Sizi tanıdım
Kendisi yağmurdur, soyadı Bulut
İyi'ki ağabeyim ben ! Sizi tanıdım

Sohbette Okyanus ! Sözlerde derya
Hayran kaldım üstad ! Size ben var'ya
Yankılanmış dizeler ! Semada seda
İyi'ki ağabeyim ben ! Sizi tanıdım

Selçuk'ta tanıştık, selçuk nova vilada
Misafirdik bestekarımız Nezihe İnan'da
Tanıştık, kaynaştık işte ! Orda bir anda
İyi'ki ağabeyim işte ben ! Sizi tanıdım

Az konuşan biri abim ! Nazarda dikkat
Ali Cenap kıymetlimiz ! Yüreği şefkât
Sohbetine doyum olmaz, ayrıca bir tat
İyi'ki ağabeyim işte ben ! Sizi tanıdım

Memleket Elazığ'dır ! O Erenlerden
İnsanlara daima, iyilik öğütleyenden
Vaziyeti ve ahvalleri gözetleyenden
İyi'ki ağabeyim işte ben !Sizi tanıdım

Ne kadar müşfik ! Ve'de mübarek
Gönül sohbetlerinde ! Mahir'dir elbet
Ararsan bulursun ! Kul biraz sabret
İyi'ki ağabeyim işte ben ! Siz tanıdım

Benim kalem ! Sizi yazmaya yetmiyor
Gerçek dostluk ! Gönülü terk etmiyor
Nezihe hocamın, sürpriz'leri bitmiyor
İyi'ki ağabeyim işte ben ! Sizi tanıdım

Feyz aldım ! Sohbetinden sözünden
Olmalısınız sizler ! Bu milletin önünde
Öyle değilmiydi benim ! Atatürk'ümde
İyi'ki ağabeyim işte ben ! Sizi tanıdım

Sizin gibi değerler ! Çok çok azaldı
Sohbetleri ve şiirleri ! Ne'de güzeldi
Dalını güzelleştiren, yaprağı ve gazeldi
İyi'ki ağabeyim işte ben ! Sizi tanıdım

Bugün'lük bu kadar ! Müsade bana
Sağlık sıhhat, dilerim mevladan sana
Sirçuni lisan etmiş isem ! Abim affola
İyi'ki ağabeyim işte ben ! Sizi tanıdım

Aydın Kılıçarslan
19. 08. 2019

İlhami Bulut
Kayıt Tarihi : 22.12.2014 21:10:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Sitayişle hakkımızda söz eden; Müellif Sayın Nevzat Ülger; mahcubiyetimizi mucip kılan, dostane çizdiği, naçiz şahsıma ait portreme ait haritayı; tüm boyut ve sınırları ile doldurarak hayatıma tapu etmek isterim. Bu fani alemde başka neyi şiar edinelim ki! ! ! Müteşekkirim. Elazığ’ın bağımsız Belediye Başkanları’ndan olan Sayın Şükrü Kacar Şehrimiz kültürünün köşe ve mihenk taşlarından biri…Allah uzun ömürler versin 87 yaşında geçenlerde PTT.de sıra beklerken selamlaştık, yardımcı olalım dedim başkanım..Dergiye şiir göndereceğim dedi, kendi işimi kendim yapınca daha keyif alıyorum diye ilave etti. Yaş yetmiş iş bitmiş skolastik düşünceyi yerle bir eden isin..Şükrü Kacar… ,,Hakkımdaki lütufları hak etmediğim övgüleri bana ikram eden eğitimci, şair, yazar ve gazeteci duayen ŞÜKRÜ KACAR’ı saygıyla selamlıyorum..ilhami Günümüzün güçlü şairlerinden Milli Eğitim Müfettişi Sayın Osman BAŞ’ın, naçiz birkaç mısrayı bir araya getirdiğimiz ‘Sır Sızıntısı’ isimli şiir kitabımızı konu alan, bizi onore eden, toplumsal diyalektiği sanatçı duyarlılığı ile psikolojik bağlamda gönlüme bağlayan; ulusal ANAYURT gazetesi gibi ayrıca üç ayrı gazete ve dergide yayına veren OSMAN BAŞ’ın hak etmediğim bu iltifatına müteşekkirim..İlhami Sanat; gönlümüz ve elimizden tutanlarla yürür. Aşkla..Aşka devam..…İlhami

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Naime Özeren
    Naime Özeren

    Sn Bulut' un, özgün şiirleriyle ve saygın kişiliğiyle çağımız Türk edebiyatında hak ettiği yeri alacağına inanıyorum. Şiire ve şaire verdiği değer yadsınamaz. Şiirlerini okumak bir ayrıcalık. Kendisini tanımak, dostluğunda gölgelenmek, soluklanmak güzeldi... Saygımla...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

İlhami Bulut