mektup)
Bu vatana canı verdik can için
Umudumuz küle düştü şehriban
Karlar yağdı amaçların üstüne
Göz yaşımız tüle düştü şehriban
Oturup şöyle bir düşün dünyayı,
Gerçekten dünyaya yansıt aynayı,
Hele bir gör şu mükemmel binayı,
Evrenin kuruluş harcıdır insan.
Daha kundağında ses verir sese,
Sendedir ihtişam,sende mürüvvet,
Sevgi gerçeğinin özünde varsın.
Manevi huzurda aşktır zaruret,
Her muradın asıl yüzünde varsın
Söze sen gereksin haza sen gerek,
Bir lokmaya bin bir bedel ödedim
Hayat bana çoğa geldi Ayhan’ım
Felek ile pazarlık edemedim
Can cevize sığa geldi Ayhan’ım
Cahil kandı sefahat’ın sözüne
Bir dünya içimde saklı,
Bu çark döndürüyor aklı,
Açsın baksın çok meraklı,
Benim dünyam içimdedir.
Değirmenin arkı gözüm,
Bir garip seyyahtı boncuk satardı
Nerde akşam olsa orda yatardı
Abdurrahman dayı günlük tutardı
Şimdi kayıplara karıştı gitti
Elinde asası peşinde eşek
Seher yeli deli deli,
Esme kurbanın olayım.
Sürükleyip bir çalıya,
Asma kurbanın olayım.
Sevgini ver sevgi dile,
Hepimiz birer aşkın meyveleriyiz,
Gözümüzde yaşlarımız ondandır.
Farklı fakrlı bir desen boyasıyız,
Göz üstünde kaşlarımız ondandır.
Bulutları pembe çizen ressamız,
Canmı pazara sürdüm
Bir güzel almadı beni
Çirkin hoyrat o saçına
Bağladı salmadı beni
Ergenliğin er çağıydı
Siz dünyadan bihaberdiniz,
bebektiniz kundakta.
oynaşıyorken bir zaman,
acınıza süt emzirdi,
analarınız.
ağladıkça sevgi kustu..
Sevgili ilhami hocam,Ustam,Ozanım,Can Dostum.
Çırağın olabilmek bile bence onurum olurdu.
Kimseye yaslanmadan
Ona buna seslenmeden
Emeğiyle yaşamıştır
Haram lokma beslenmeden.
Demekten başka bir şey bırakmamış güzel dostların yazdıkları yazılarda bizlerin de yerine.
ortak bir candost yüreğin sarması bu
çok güzel anlatım
düz yazıdada varsın can insan yaşadıklarını anlatması yazı diliyle daha bir başka özel güzellik.
sevgiler yüreğinin saflığı gibi hep çağlasın dizelerin anlatımların.
sevgli dostumuz İlhami'yede dost saygısevgiler.ikinizi ...
HARAMİ DERE 1
Bu günüm yaşadığım diğer günlere hiç benzemiyordu. O gün yürüdüğüm yollar da ayağıma batan çakıl taşları canimi acıtıyordu. Kim bilir, belki de bana öyle geliyordu.
Sabahın ilk ışıklarında deniz dalgasına yansıyan yakamozlar eşliğinde bir kaç balık teknesi ve balıkçı olta ...