HASAN AMCA
Hanım-hanımcık karın öldü,
Hasan amca.
Cebinde ilaç reçeteleri,
Evinde bir kutu ilaç kaldı,
Hasan amca.
İKİNCİ ÇİÇEK DEVRİ
Bir kadın gördüm
ömrünün ikinci çiçek devrinde.
Sular aynasında
sallanan Güneş gibi
güzelliği gözlerimde oynadı.
İSTANBULDA ORHAN VELİ
Sabiha Gökçende görüştük Orhan Veliyle
Çıktı o karşıma”Tüm şiirleri”yle.
Şair gözleriyle bakarak öyle,
Sordu İstanbul mu burası diye.
Bir garipti yüzü-gözü...
“İSTANBULUN ŞEKERİ”
İstanbul hem karadır, hem de su,
tren gider karasında,
yüzer gemiler suyunda.
Suyun ruzgarı eser,
KİM ÖLÜR, KİM KALIR
Kılıçtan keskindir yaptığın cilve,
Rahatca kılıcı koydun kınına.
Eninde sonunda yapacağın var,
Vallah sen dolmuşsun kendi kanına.
KUŞLARIN GÜNDÜZ SOKAĞI
“Baba, kuşlara yem at Taksimde”.
Oğlum Nicat der
1
Değirmene giden tahılı
Taksime yollar oğlum.
MANZARA TÜRÜNDE
Canım yavrum kaküllüm,
Mahalle köpeklerinin
Kaburgası sayılırken
Hali-vaktimiz ortada
Kedilerin kamburundan
ÖLDÜĞÜM O YERDE
Deli mi olmuşum yoksa ben, Allah,
Bu ne gözyaşıydı güldüğüm yerde?
Gözüm boncuk boncuk düştü avcuma –
Gözümün yaşını sildiğim yerde.
ŞEHİTLER BAĞINDA
Adları söylenende
Ruhları duyan oğullar.
Mezar taşları Vatana
Nöbet tutan oğullar.
SOFRA
Unutarak yavrularımı
şiirden yapışanda
gördüm yavrularım
etini yedi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!