Yatağımı sessizce terk eden uykumun yerine,
Usulca sokuluverirdi ilham perim.
Babilin asma bahçelerinin güzelliğini sıralarken,
Lafı mısır piramitlerinde çalışan işçilere,
Gaddarca davranan kralın askerlerine getirir.
Piramit temellerine dökülen ter ve kanın,
Vebali altında kalanlara söylenirken;
Horasan kaynağının çözülemeyen sırrını anlatır,
Samet Behrengi’nin neden katledildiğini sorgular,
Bir şeftali, bin şeftali hikayesini özetlerdi.
Ve gözyaşımızdaki tuz oranının,
Neden denizinkinden az oluşunu anlatırdı.
Titreyen ellerimiz, uyuşan ayaklarımıza rağmen,
Yaşamaya olan bağlılığımızın mucizelerinden bahsederdi.
Ateş böcekleriyle, sofralarını süsleyen
Romantik çifte hayranlığını gizleyemez,
Yuvayı yapan dişi kuşun,
Gayret ve özverisini saygıyla selamlardı.
Endişe ve kaygıların bünyemizde oluşturduğu,
Hasarları sıralar,
Saçlarına aklar düşmüş, dillerine prangalar vurulmuş
Tecrübe sahiplerinin sarf ettiği sözleri
Can kulağıyla dinlememizi,
Ellerdeki nasırların ve yüzlerdeki derin çizgilerin
Ne anlama geldiğini bilmemizi tembihlerdi.
Bunca sohbetin ardından, nazikçe aldığı izinle,
Bedenimi uykumun merhametli kullarına bırakır,
Ruhuma ise bilinmezliğin gizemli dünyasında,
Rehberlik ederdi.
Kayıt Tarihi : 8.10.2014 16:43:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Bülent Albayrak](https://www.antoloji.com/i/siir/2014/10/08/ilham-perim-17.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!