dünya kaç kez yıkıldı üzerime, kaç kez altında kaldım. dipsiz kuyuları sarsan monolog cümlelerle boşuna değildi çırpınışlarım. kaybolduğum felsefe bozuntularında kendimi kurşuna dizdim ve bir intihar dönemecinden yeniden başladı hayat.
“bilincin gereğinden fazlası hastalıktır hem de tam anlamıyla bir hastalık” diyen dostoyevski’yle şizofreniyi oynadım. kimi zaman karamazov oldum; alyoşa kadar masum, ivan kadar bulanık, dimitri gibi serkeş, pavloviç gibi kösnü düşüncelerle küstahça keşmekeş bir yaşam sürdüm.
kördüğüm
raskolnikov’ca suçlar işleniyorken her sabah, her akşam “yeraltı-ndan notlar” düşüyor manşetlere. dostoyevski’yi intihar ettiler, yaşamak suç oldu, cezaları paraya çevirttiler kapitalistçe.
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
kardeşim şiirlerini çok beğendim yazmaya devam inşaallah kib yunus gördü
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta