Bir ömre ilk kez gözlerini açıp / 'merhaba' der gibi yeni doğarken / -ve ilk güneşim gözlerindi- / senin kollarında büyümeyi diledim / bir yıldız kaydı / kokunla,terinle beslendi tutkularım / sesinle asırlık ninniler gebe kaldım / hiç yazılamayacak şiirler haykırdım / yazının icad edilmediği çağlardan kalma konuşma balonları astım aramıza / hiçbirşey anlatmadım sana / nasıl olsa herşeyi biliyordun / hiç söylemedim seni sevdiğimi / çünkü her zerrem haykırıyordu ismini /
bir günden bir diğerine geçer gibi / hergün yeniden biraz daha fazla /biraz daha sevecen / büyüyordu oda /benim gibi....
İşte böyle birtanem / 'sen yalnızca benim için indirilmiş bir peygamberdin.'/ ve ben şimdi / söyleyemediklerimi anlatmaya hüküm giydim./ yetemesede sözcükler / bir yazı değil ama kalbime kazınmış /sonsuza dek dillerde dolaşacak/ama asla tamamen anlatılamayacak/yalnız gönül gözünün görebileceği / eksilmeyecek artacak / kendini doğuracak /bir sevda bırakıyorum sana / ve belki sonkez itiraf ediyorum varoluşumun sırrını/seni seviyorum.....
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman