aşkıın gerçek yüzünü burada bulacaksınız,
Yani:mesnedi Rızavi. divan-ı suphaniye sinde
Ey insan. ey oğul ey abidler yolcusu,
Sen kendine neden acımazsın,acımazsında başkalarının, günahı ile uğraşırsın kendi kel başını
Bırakıp gelin başı süslersin, rabbın seni kendine halife yarattı,sen Hakka helife olmak ne demektir bilirmisin,hayır,hayır,bu senin bildiğin gibi bir şey- değildir –sen Hakkın esma-ül hünsasısın, sen Rabbının
Hay-isminin esması ile görünen zuhurundan başka bir şey değilsin, sen aynalarda kendini temaşâ ettiğini-
Zanneden nerede olduğu bilinmeyen bir cevhersin Hazareti Allahın bir sırrı ruhusun,sen aynalarda hep onu görürsünde kendini gördüğünü sanırsın,düşünmezmisin senin vijdanın seni hiç sorgulamazmıki Hazreti Halık. Ben kuluma şah damarından yakınım yanlışlığından kendini ne zaman kurtaracaksın bu meâlde bir yanlışlık var Cênâbı Hak
Şöyle buyuruyor min hablün (verid) yani kulum ben sana verid damarlarından daha yakınım diyor bakınız şu müjdeye,verid damarını bu günün tıp otoriteleri vucudun tüm hücrelerini ihata eden yani kaplayan kuşatan kılcal damarlar anlamına geliyor şah damarı değil, bu ne demek derseniz kulum ben size sizden daha yakınım buyuruyor ama sizin zanınız ve vehminiz aramızda perdedir, bunu bana aşina bana arif kendini bende ifna etmiş yani kendini bende kaybetmiş ve nefsani ölümü tatmış, ve benim lûtfum ile tekrar dirilmiş ve benim mahremim olmuş kâmil kulumu bul ve bana onun ile gel yaklaş başkaca sen bana dayanamazsın, ben rahmetimi ve sırrımı o kullarımı vesile ederek sizlere vereceğim açacağım size bundan başkaca yol yoktur çok az istinalarım hariç sizin bana yolunuz budur.elbette benim şer-i hükümlerimi şeriatımı yerine getiren kulum cennetime gircektir (and olsunki cennetimi
Ahmaklarla dolduracağım buyuruyor Rabbım, lakin benim cennetimi değilde beni isteyen bana aşık kullarımadır bu yol ve o aşkın sonunda onları vuslatıma erdiririm ve benim ile o kulum arsında perdeler kalkar ve gizli sırlarımı o kuluma açarım-
Ve hiçbir kulağın duymadığı,hiçbir gözün görmediği
Ve hiç bir hazzın ulaşamadığı haller içinde onlar
Rablerini seyirdedirler ve bu hal onlarda bu dünyada verilmiştir ahirettede onlar bir bambaşka hal içindedirler onlar hiç bir zaman mahsunda olmazlar,
A benim cancağazım sana şöyle bir zevk-i hali kelam edeyimde ruhu revanın şad olsun,
--
Ey sevgili eğer sen lûtfedersen cennetini,
O cennete huri gılmanım sensin.
Ey sevgili eğer kahr edersen cehennem ile,
O cehennemde nâr-ı zebenım sensin.
--
işte Onları bensiz cennet avutmaz onlar bana aşıktır,
onlar cennettede cehennemdede Rablerini seyirdedirler
onlarda bu seyrim dünyada iken başlamıştır onlar kendi varlıklarından soyunmuş ve nefislerini bana teslim etmiş ve onlara verdiğim cüzi iradeden kurtulmuş has kullarımdırAllahu alem bir ayetinde
(onlar dünyadada ahirettede kutuluşa erenlerin ta kendisidir) buyuruyor hazreti yaradan,şahidim elhamdulillAH, e, a benim canım sen bunu duymadın ise şimdi bunu duydun, sen artık kendine biraz acıda
bu hazineleden kendini fani olan ve kısmetinde yok ise hiçbir zaman elde edemeyeceğin melâyani şeylerle zaman kaybetme.şu çocukça ounlardan kedini kurtarman için Rabbından yardım dile sen bunu bir başına beceremezsin istesende beceremezsin
her daim rabbından yardım iste ona hep iltica Halinde ol ve sakın ha iki yüzlü olma samimi ol sen bu talebinde samimi ol ki o suphan ALLAH senin duanı kabul edip seni çekip çıkarsın ve seni nefsinden temizlesin sen iste yeterki vallahi şahidimki rabbım kulundan bunu bekliyor sana kucak açmış o halıkın,
hani nerede hocam dersen o kucak açış samimi ol vallahi görüsün sen iste eğer isteyebiliyorsan, O vermesin eğer şanına yakışıyor ise ama nerde o kahraman nefsinden vaz geçecekkadar aşık hani nerede
- buna şöyle bir deyişimizle cevap verelim
candan olursun
O veçhi mehtaba nazar eyleme
Kalmaz aklı kararın, hayran olursun
Bu meydanda hadim ol, büyük söyleme
Düşer sevdayı deryaya, giryan olursun
Erler babı’nda visali umud eyleme
Salmaz mal-ı gururun yârdan olursun
Alimi cihan olsan pir-i terk eyleme
Evvel ahir bahtı lâne candan olursun,
--
işte böyle a cancağazım eğer rabbını sever ve yukarıda yazdığımız bu halleri göze alırsan o
sendeki Yusuf sırrı açılır birde bakarsınki o Yusuf
sensin bak o zaman sen şu alemde ne zelihalar
ne züleyhalar var ama sen o kuyuya bir düş sen o zindana bir düş ki o iftiranın faili kimmiş bir gör işte ozaman mısırın sultanı kimmiş bir gör görki o zaman senin gözün birdaha dönmemesiye Rabbına
bakarki senin artık ne mısırın sultanlığında nede zelihada gözün kalır birde bakmışsınki sen kainatın
züptesi nüvesi sultanısın, bu nedemek bilirmisin ey
kendini bilmez abidler adayı hazareti insan adayı ey eşrefi mahluk Allahın aynasısın sen Rabbının halifesisin,
bilsende bilmesende sen yanlış bilgilendirildin senin yolunu molla kasımlar kesti ve rabbını sana öcü gibi tanıttı onlar senide rabbınıda çok az bir menfaat
karşılığında değiştiler herkse verdiler talkın kendileri yadi salkımı ama hal böyle değil Rabbım buyuruyorki ben gizli bir hazine idim bilinmeklğimi
diledim ve insanı bunun için yarattım ve kendime halife kıldım ey kendinden bi haber divane neden
bu hazineden kaçarsın ha. Haydi uyan artık kendine
bir çeki düzen ver rabbını çok çok zikret belki bu fakir ile size seslenen odur yazan odur ten kılıf olmuş ona buyurmuyormu bu ne güzel müjdedir
ben ne yere sığarım ne göğe sığarım mümin kulumumun kalbine sığarım el merhamet el vijdan
bu sana bir şey ifade etmiyormu dahası var bakın
ne buyuruyor hazreti yaradan (ben mümin kulumun gören gözü,konuşan dili,tutan eli,işiten kulağı- yürüyen ayağı olurum) sen bunları duymadınsa şimdi duy bakınız burada bir incelik var
Cênâbı Hak müslüm ve müttâki demiyor mümin diyor müslüm başka müttâki başka mümim bambaşka bir haldir işte en büyük yanılgı ve şaşkınlık buradan başlıyor yani bu kavramların iyi anlaşılamasından ve yerli yerinde kullanılmamasından kaynaklanıyor bilmiyorsan işte şimdi duydun vijdanın varsa ki var rabbım o vijdanı senin fıtratına koydu şaşılık yapıp onu suistimal eteme emi, ve bu duyduğunu araştır bulamazsan bize gel müslüm bir başka müttâki bir başka mümin bir başkadır bunların arsında eğer mesafe sorarsan Müslüman ile müminin arasından arş-ı alâ teyet geçip gider şimdi iyi düşün a cancağazım bizim bu sözümüz ilimdende öte şahâdetimizdir anladınmı a canım benim,şöyle
Bir beyit sunayım gözün gönlün biraz daha açılsın,
--
bu nigârı bilen olmaz
Gâh gezerîm eller ile,
Gâh süzerim gözler ile,
Gâh söylerim diller ile,
Bu fermanı bilen olmaz,
Gâh güzelim pinhan ile,
Gâh ezerim külhan ile,
Gâh vezirim sultan ile,
Bu fermanı bilen olmaz,
Gâh deliyim abdal ile,
Gâh veliyim battal ile,
Gâh eliyim ahlal ile,
Bu didârı bilen olmaz.
Gâh söveyim küffar ile,
Gâh seveyim künh ar ile,
Gâh nideyim zünnâr ile,
Bu nigârı bilen olmaz..
A:R:Ünal.
-lügatçesi –
pinhan: gizli,saklı,hafi,mestur,müstedir.
Külhan: kabadayı zorba.
Sultan: reis güç kuvvet sahibi,baş, padişah,
Ferman: emir,tebliğ, buyruk.
Abdal:saf dil,ahmak, bön,derviş,ermiş kalender,
Kendini Allaha adamış kişi.
Veli:sahip,malik.aile reisi baba,evliya gaybın muhbiri Allahın gizli sırlarına arif eğitici,
Battal:boş, hükümsüz,işsiz,metrük,büyük hantal işe yaramaz.
Ahlal: samimi dotlar,yarenler.
Didâr:f,mülakat görüş görünme,yüz,çehre Allahın yüzü.
Küffar: tevhit dininin karşıtı olanlar.
Künh-ar: bir şeyin aslı, özü,ve mahrem sırrı.
Zünnâr: Ruku ve secdeye mani olduğu için Muhammedilerce takılması kullanılması
Haram olan İsevilerce bele takılan kuşak.
Nigâr: güzel yüz,Hazreti Allaha isnad edilen yüz.
Vesselam …
Bu eser yazmakta olduğumuz mesnedi suphaniye
Divanımızdan bir lûtuftur devamı kısmet oldukça
Taliplerine verilecektir selam ve sevgiyle kalınız..
Kayıt Tarihi : 22.3.2006 15:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Ama henüz çok kısa yaşadım bunu.....
Kalbinizden kalbime nur aksın....
Bizler, ben bilmiyorum, bana öğretilmedi gibi köşelere saklanarak adeta kendimizle saklambaç oynuyoruz. Hakikatte hepimiz Rab'bımızı bilmeye müsait yaratıldık. Ama gözlerini kapatıp kör ebe oynayan cocuklar misali...hep kendimizi kandırdık. Meydanı Molla Kasım'lara bıraktık ve tüm velileri yok saydık. Şimdi görüyoruz ki; içimizdeki bu büyük boşluk dolmuyor... Gönül bahçemizde hiç gül açmıyor.. Ve anlıyoruz ki bir mürşidin eteğini tutmadan o gül hiç açmayacak..
Bizleri, icine düştüğümüz bu büyük yanılgıdan kurtardığınız icin size minnettarız.
Çok sükür Hz Allah lûtfeyledi de bizler eliniz, eteğiniz tuttuk. Elhâmdülillâh... Hz Allah tüm kardeşlerime nasip eder inşaAllah...
TÜM YORUMLAR (4)