İlah Konusu
İlah, Sözlük manası: 1. özel, isim Bir alanda yaratıcılığı ile hayranlık uyandıran, çok beğenilen, çok tutulan.
Bu kapsamda ilahlaştırılan pek çok şeye işaret edilebilir! Yani kişi neye çok hayran ve neyi en zirvede tutuyor ise onu ilahlaştırma eğilimindedir! Bu nedenle literatürde "Nefsinizi ilahlaştırmayın! " uyarısı vardır Sadece nefsi ilahlaştırmak değil; parayı, menfaati, korkuyu, zaafları da ilahlaştırır insanlar! Paraya tapan menfaatine tapan kişileri de bu kapsamda uyarmak gerek! Korktuğu şeyleri de insanlar bilmeden ilahlaştırabilir!
"Tanrıların Nefesi" Bernard Werber kitabından alıntı kısımla konuyu açmak isterim!
"Dinlerin ortaya çıkışından bu yana insanoğlu kutsal bilgiyi iki seçeneğe bağlamıştır: İnanıyorum" veya "İnanmıyorum".Başka cevaplar bulmak için soruyu soruyu başka türlü sormak bana ilginç gelirdi. O'nun veya Onlar'ın var olduğu varsayımını ele alalım ve biz basit ölümlüleri nasıl gördüklerini anlamaya çalışalım. Hareket sınırları nedir? Bizi yargılıyorlar mı? Bize yardım ediyorlar mı? Bizi seviyorlar mı? Bize ne niyetle yaklaşıyorlar? ...
 
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta