Şavkın vurmuyor artık ne saza, ne kemana
Bulutların ardına gizlenmiş ay gibisin.
Ne dilinde feyz kalmış, ne bakışında mânâ
Masanın üzerinde soğumuş çay gibisin.
Boyun Bir kırk, tamam da, ölçemedim enini
Bozdun şu yüreğimin kimyasını, genini.
Jeologlar görse de çözemez madenini
Daha deprem görmeden çatlamış fay gibisin.
Varlığım menü gibi, acıkırsın kokumda
Gönlün benden ziyâde lahmacunda, lokumda.
Beni kovalama ha! Çekişin düşer kumda
Çim pisti görünce de, otlanan tay gibisin.
Artık hayalin bile değmesin avucuma
Başımın üstündeyken, kaydın ayakucuma
Pestilin çıktı artık geçme sakın hücuma
Hedefini bilmeden gerilmiş yay gibisin.
Bak geçtim işte senden, aha! Geçilmez sanma
Senden sonra aşk meyi daha içilmez sanma
Çaput gibi gönlüne paha biçilmez sanma
Gönlümün dağıttığı kırkta bir pay gibisin.
01 Nisan 2016
Mustafa SadeKayıt Tarihi : 31.1.2017 15:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!