Görev yeri Tekirdağ da olan genç adam abi felaket sıcak var dedi. Ben de her taraf betona dönüştü yollardaki araç sayısı arttı olur o kadar dedim.
Ankara da eskiden haziran ayı sabahları bile soğuk olurdu. Yani üşürdünüz. Kar mesela süpriz yapmazdı. Zamanında yağardı...
Toplu taşımaya binerdik amerikan malı steyşın arabalara taksi gibi. Ortaklaşa öderdik ücretini...
Rahmetli babamız göl başına götürürdü zaman zaman. Göldeki su mis gibi kokardı. Bildiğiniz güneşin batmasına yakın göl dalgalanırdı. Yani koca dalgalar çarpardı kıyılara. Balıkçılar vardı. Koca koca sazanlar yeme de yanına uzan.
Balıkların yumurtlama alanı vardı...Haymana tarafına girerken kanallardan gelen suyla beslenen otlar sazlıklar yosunlar yemyeşildi.
Bizim insanımız durur mu? Binlerce yumurta bırakacak balıkları elleriyle yakalar yerlerdi...
Rant sektörü hortlamaya başlayınca
o güzelim göle acımadılar. Balık yumurta alanlarına acımadılar. Buğday tarlalarına acımadılar
Diktiler apartmanları göl manzaralı.
villaları para kazandılar...Japonlar gölü temizleye talip oldular. Gölden çıkacaklar bizim olsun dediler izin vermediler....
Batı bu gibi yerleri koruyor. Doğal alan olarak milli parka çeviriyor. Yani talana taşa betona hele hele
belıkların yumurtlama alanlarına gözü gibi bakıyor.
Ya biz ne yapıyoruz. Ranta ihalelerevkurban ediyoruz bu doğal alanları.
Ķısaca zeytin gibi ağaçlarını hiç acımadan yok eden katil yanlarımız var.
Genç adam sıcaktan bahsediyor...
Şükür etsin daha beteri de olabilirdi...
Az kaldı o zamanları da göreceğiz zehirlenmeden yaşarsak ölmezsek..
Kayıt Tarihi : 8.7.2024 18:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!