kulelerden biri Üsküdar'ı bekliyor
yılana teslim etmiş emanetini
umurunda değil, martı besliyor
süslü nazarlara boncuk diye
oysa derler ki karanlıkta ağlayınca
bir damla zehredip akıntıya ekliyor.
ikinci kule korsan, kesiyor acımadan
İstanbul'u dolaşan tüm gözlerin yolunu
aşıklar ve külhanbeyleri
bulamıyor onsuz, yokuşsuz
aşkın ve ölümün dört kolunu
gecenin beyaz kanatları ve bu şehir
dolunayda izlenir
Tevfiklerden biri
elinde ney
hasır sepetinde mey
geçerken, Küçük Mustafa Paşa
kahvelerden seyrediyor.
diğer Tevfik Aşiyan'da
kıskanç, aklı aşığında
seher vaktinde örtünsün istiyor
küfrediyor.
efsunlu iniltilerle bu şehir
sabah olur sislenir.
mavnalardan biri Kartal'da, haspam pek havalı
bakma sen taş taşıdığına
çalışıyor ya adalar manzaralı
imam bi bitirse kahvesini, ikindi olacak
bütün harala gürele
üçdakika susacak.
öbür mavna Kumkapı'da
rıhtımda
yanaşmış, soluklanacak
yaşlı omurgası titrek, bacası ciğer kanseri
yalnız kokusu miras kalacak
Bandırma Feribotuna, ama acar serseri
balıkhane kokusundan duymayacak.
can simidinden ısırıyor yamalı yüzlü İstanbul adamı
kenar kenar seyrederken... Ah bir de çayı olsa!
yüzünde tebessüm, hayatı el yordamı
varsın olsun, yaşıyor... Ah biraz payı olsa!
ince belli bardak ve bu şehir
ikindide demlenir
Deli Demir Kemal yorgun
Balat'ı savurmuş yine
ayaklar Haliçte, deniz üstü nargile
değmesin akşam rüzgarı, yazıktır keyfine
papazı sevmese alacak dalağını Bulgar kilisesinin
sorma sakın niye
görmez misin kızıllaşan asumanın
sanki bağrında iğne.
öteki Kemal Paris'te, Boğazı güfteliyor
ne gürültü var o zamanlar ne de Bebek Cafe
gurbet ve batan güneş
semt semt gazeller besteliyor
sessiz şiir ve bu şehir
akşamları dillenir
(23.04.2006, Küçükyalı)
Mehmet Ali BayraktarKayıt Tarihi : 23.4.2006 22:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!