Balayı seyahatimizi gemiyle yapıp bir kaç yer dolaşıp Fransa'ya geçeceğiz. Bütün bu heyecanı yaşamadan önce Hülya'ya bile söylemediğim bir şey vardı.
Mutlaka bunu gerçekleştirmeliydim, uyutulduğumda Rutkay'la gittiğimiz o kasabanın var olup olmadığını çok merak ediyordum.
Uykuda yaşadığım bütün bu olaylar beni öylesine etkilemişti ki, oraları gidip arayıp bulacak, Karaca Ahmet mezarlığına da gidecektim, oraları son bi kez dolaşmadan seyahate çıkmak istemiyordum.
Bir gün bizimkileri atlatıp,teyzemin arabasına atladığım gibi Rutkay'la gittiğimiz kasabanın yolunu tuttum.
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Evet... Nihayet düğüm çözüldü.
Demek ki 'bir ruh çağırma seansında' yaşandı her şey, uyutulan öykü kahramanı Rutkay Bey'i o uykuda tanıdı, gerçek ise Rutkay Bey'in yıllar önce uçak kazasında öldüğü ama teyze ile yaşadığı aşktan tıpkı kendisine benzer Atıf Bey'in dünyaya geldiği idi...
Ruh ikizleri de 'sevdikleri!' ile evlendiler, onlar erdi muradına, biz çıkalım kerevetine...
Nimet Hanım, artık sıra öyküyü toparlayıp bir kitaba dönüştürmeye geldi sanırım... Ben de sizi şimdiden kutluyor, başarılar diliyorum..
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta