KÜLLENEN ATEŞ
Karanlığa gark olduk, batınca güneşimiz
Terk-i diyar eyledi yârânımız, eşimiz
Nedamet yüreklerde paslı bir hançer gibi
Söndü heyecanımız, küllendi ateşimiz
MAVZER
Gönül kapısı açar dilimizdeki mavzer
Küstahları ürkütür elimizdeki mavzer
İnancımız odur ki şehit ebedî yaşar
Diriye kök söktürür, ölümüzdeki mavzer
MUSA VE FİRAVUN
Haksızlık yerde kalmaz, mislini görür eden
Ruhumuz aç kalırsa doymak bilir mi beden?
Hak başlara taç olur, tez unutulur batıl
Musa olmak dururken Firavunlaşmak neden?
MÜLTECİ DUYGULAR
Ruhumu kemiriyor amansız kaygılarım
Kalpten firar ediyor mülteci duygularım
Ya bir daha doğmazsa üzerimize güneş
Gece uyanıyorum, kaçıyor uykularım
ÜÇTEN DOKUZA
Baharı uğurlarken karşılarız güzleri
Uzağımıza düşer dünün sıcak izleri
Hoyrat bir el değince kopar gönül telimiz
Hayat üçten dokuza bir gün boşar bizleri
BİR NESİL YETİŞİYOR
Kim demiş fecir yakın, kim demiş gün ışıyor?
Ceddiyle bağı kopmuş bir nesil yetişiyor
Nerede elif gibi o dik, onurlu duruş?
Mülayimleşiyoruz, öfkemiz yatışıyor
Kayıt Tarihi : 13.12.2020 15:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!