ÖLÜMSÜZLÜK KAPISI
Eser bir deli rüzgâr, yıkılır ten yapısı
Ölüm sonsuza hicret, ölümsüzlük kapısı
Bedene can veren ruh, kafesten uçar bir gün
Dünya kula mülk değil, yok hayatın tapusu
CAN ORUCU
Acılar yuva yapar namluların ucunda
Güller tebessüm eyler ölümsüzlük burcunda
Her insan yalnız ölür, bozulur can orucu
Hüzünlü bir ay doğar, o ipekten saçında
ÖLÜMSÜZLÜK TAHTI
Gün gelir herkes susar, konuşur suskun ölüm
Ne varsa tuz buz eder, hayata küskün ölüm
Ruh yükselir ölümden, ölümsüzlük tahtına...
Yürekteki sızıyı eylerken teskin ölüm
ÖLÜM ARABALARI
Ölümsüzlük membaı, yeniden doğuş ölüm!
Hakikatin çırası, zulmeti boğuş ölüm!
Kulu sonsuza taşır ölüm arabaları
Yaradan'dan kuluna ilâhî bağış ölüm
SIĞLIKTAKİ DERİNLİK
Ölüm temmuz ayında gölgedeki serinlik
Tebessümle yıkanmış yüzlerdeki şirinlik
Fâniliğin sonsuzla buluşmasıdır ölüm
Kulların son şarkısı, sığlıktaki derinlik
IŞIĞA VARMAK
Karanlık gecelerden ışığa varmak ölüm!
Beşerin yarasını bekâyla sarmak ölüm!
Sonsuz bir hayat vardır ölümün ötesinde
Muvakkat bir hayatı sonsuza karmak ölüm!
Kayıt Tarihi : 6.1.2019 19:55:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Nihat Malkoç](https://www.antoloji.com/i/siir/2019/01/06/ikindi-rubaileri-34.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!