İKİNDİ ESKİMELERİ
[Çarmıha mısralar astım
Sen beni çarmıha...
Gittin
Çarmıh kırıldı
Beni vurup öldürdüler]
Bir öğle üzeri
Sonbaharın bütün içselliği
İlkbahara rota tutmuş, yelken açmışken
Ansızın çıkıp gelen
Bir elveda çığlığı
Gökkuşağının sırrına çarptı;
Kırk ikindi yağmurları
İlk ağıtını yaktı.
O vakitler ben,
Gözlerini öpebilmek için
Türkçe öğreniyordum.
Dramatize edilmiş gecelerde
İplere çamaşırlar,
Çarmıhlara mısralar asıyordum.
Uçurumdan atlıyor, ikindiyi bekliyor,
Bulutlara takılıyor, ikindiyi eskitiyordum.
Sular dalga dalga
Alev alev;
Bulutların damarını hisset
Yağmurla toprak arasındaki sırdaşlığı
[Üç yıl sonra]
Anadolu Ekspresi seni arar durur
Ben içinde mahzun bir yolcu
Her durakta nefes alıp düşer peşine.
Ey yolcu;
Camın buğusunu arala ve bak
Develer tellal olmuş,
Sen uyuyup kalmışsın
Dalga dalga saçlarımla güzel görünürüm
İçimde süregelen yangının hepsi benimdir
Kimseler bilmez
Yanımda neşeli, salın salın
Gölgem bilmez,
Gölgemi kıskanmaktayım
Seninle aramızda kalan yalnızca şu ikindi
Kırk ikindi beklenip gelmeyen şu ikindi
Hava puslu, su soğuk, deniz karanlık
Sevda deli, sandal tutuk, yağmur öfkeli
Zamana takılmış ılık bir rüzgar
Gönlüme girmiş, yağmalamıştır
İşgal etmiş, kan dökmüştür.
Dur yolcu;
Bulutların üzerini karala ve bak;
Çarmıh kırıldığı gün
sen vurulup ölmüşsün.
Kayıt Tarihi : 4.1.2004 20:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!