Gözlerini kısıp,
dişlerini sıkarken,
burun deliklerinden fışkıran kızgın nefesin ardından,
kısık sesle haykırır gibi,
sadece, vay be hayat der insan bazen…
Nefes hırıltıları kulak diplerinde uğuldar…
Sadece çaresizliğinin ardına sığınan intikam hisleridir bu geçmişine karşı…
Vay be hayat…
Bir uğultudur sanki… Bir pişmanlıktır yaşama…
Güneş ışıklarından kaçış gibi, bir kovalamacadır kimliğinin ardına gizlenen hınç…
Boş vermek istersin başaramazsın…
Oysa güçlüsündür… Güçlüsündür kendine…
Ya yüreğin?
Açlık değildir, kendinle kendi kendine savaşmaya…
Sadece bir bezginlik geçmişten gelen yoksunluklara…
Aynada gördüğün yüzündeki çizgiler, sadece geçmişe götürür bakışlarını da kendini de…
Kendi kendinden gizlediğin yüzlerce cümleyi tekrar etmeye cesaretin yetmez…
Sadece hak etmedim ki cümlesidir korkularının tamamını gizlediğin…
Ben kimim dersin…
Aslında kim olduğunu en iyi bilensindir…
O kim diye sorarsın…
O kim ki her an aldığın nefesi daha da kızgın hâle dönüştüren O kim dersin…
Uykusuzluğa giden gecelerinin sonunda, bir anlık geçmişten kurtulup, göz kapaklarına ağırlık basmasıyla, yüreğinin uyku atışlarından kurtulduğunu sandığın anda bile, gelip gözlerine oturan O sevgili bakışları, seni aniden oturtur yatağının tam ortasına…
Hem de tam orta göbeğine...
Ve
Sen kimsin ki uykularımı da alıp beni sürüklüyorsun, kedine doğru…
Ne ben seninle birlikte olup kaderimi değiştirebildim,
ne de sen benimle bir olup yaşamını değiştirebildin…
Bir ters girdaptı bu, içinde savrulduğumuz…
Sen bir tarafa,
ben diğer yöne yürümeye,
koşmaya,
tutunmaya,
dik kalmaya,
kendimizde kalabilmeye,
kendi kendimize durabilmeye
veya
birbirimize tutunmaya imkan bulamadık…
Sen beni sen yapmaya,
bense,
seni ben yapmaya uğraşıp durduk…
Biz kimdik?
Ne ben senin gibi sen olabildim,
Ne de sen
Beni sen gibi yapabildin…
Ve
İkimiz de ayrı ayrı iki benlik olduk…
Uyuşmadık…
Belki de uyuşamadık…
Sence kaç yıl geçti, o günlerden bu güne…
Beş mi?
Yedi mi?
On yıl mı geçti, birbirimizin bakışlarını aradığımız?
Birbirimizin izini sürdüğümüz?
Sen beni acılarımla, takip ederken,
Ben seni,
ekseninde el sallamalarınla görüyorduk…
İz peşindeydik…
Dağ başlarında ayak izi arayanlar gibi…
Sen beni sevmekle suçlarken, çok sevmekle suçlarken, ben seni, O beni kendinden çok sevdi, derken bir pişmanlığın ayak uçlarını sıkan ayakkabı giymiş gibi tepindik durduk…
Kaç yıl sürdü bu tepinmemiz, kaç yıl bu acı duvarına tırmanmaya çalıştığımız?
Ama hep izledik birbirimizi…
Köşe başlarından, karanlık sokakların kesme taşlarına düşen gölgelerimizden, camlara vuran bakışlarımızdan ve esen rüzgârın kokusunda aradık birbirimizi…
Daha kaç yıl sürecek, daha kaç yıl koşacağız, birbirimizin izlerinin peşinden?
Hangi cümlelerimizle bulacağız bir birimizi?
Bir ben gibi sen mi ararken iz peşinde koşmalarımız mı bizi ele verecek?
Birbirimizi aradığımızı eller mi söyleyecek…
Yoksa,
kayıp seslerimizin akışı mı bizi bize götürecek?
Sen gelecek misin ki?
Ben gelecek miyim ki?
Hayır…
Hayır ki hayır…
Sonu değil bu cümle, yaşamımın sonu değil bu sonsuza bakışlarımın…
Bu iz sürme bitmeli, en azından burasında anlaşalım yaşamımızın…
Bak sokaklar aydınlanıyor. Bu düş bitiyor…
Umutlar kendi geldikleri yöne doğru yüzüyor…
Bak deniz köpüklü…
Bak deniz dalgalı…
Bak hayat değişken…
Ve
ben yaşamaya çalışıyorum…
Sense kim bilir hangi rüzgârda sörf yapıyorsun…
Gel anlaşalım…
Sen beni unut, beni de halime bırak…
Kötülerin kazandığı bir yaşamda bırak da biz iyilerden olalım…
Gelinlik sana dar geldi…
Papyon da benim boğazımı sıktı biliyorsun…
Olmadı bizim yan yana yaşamamız, olmadı ama bak kaç yıl geçti sence, unutulamadık birbirimizde…
İşte şimdi hayat dar geliyor bize…
Bilinmez ki daha ne kadar gidecek…
Bilinmez ki bu iz sürme birbirimizde daha ne kadar devam edecek, bilinmez ki…
Mustafa Yılmaz 4
Kayıt Tarihi : 27.10.2009 13:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Sen bir tarafa,
ben diğer yöne yürümeye,
koşmaya,
tutunmaya,
dik kalmaya,
kendimizde kalabilmeye,
kendi kendimize durabilmeye
veya
birbirimize tutunmaya imkan bulamadık… ''
O kadar doğru ki gözlemleriniz, insanların hayatına, yaptıklarına, ayna tutup göstermişsiniz sanki olup biteni... Duyguları, ilmek ilmek inceliyerek...
Tam puanımla kutluyorum...Saygılar efendim.
Hâlenur Kor
TÜM YORUMLAR (5)