Eski bir şehrin köhne sokaklarında kol geziyor aşk.
Kime açılır bu kapılar, bu kaçıncı çıkmazdır girdiğim?
Soğuk ve ayaz,
Ve ay ışığı
Soğuk ve beyaz
Vuruyor şavkı…
Paltomun kulaklarında ellerim.. ellerini arıyor.
Issız bir yolcu geçiyor
Eski bir şehrin köhne sokaklarından
Gidecek ne sıcak bir oda, ne de han.
Donmuş cigarasının ucunda buz
Zulasında sakladığı ekmek ve tuz…
Bilinmez kaç yolcuyu hac edip,
Kaç hacıyı hiç eden.
Kaç yangını söndürüp,
Kaç yangını büyüten,
Kaç ölüyü diriltip,
Kaç diriyi öldüren o nehir
Buyur ediyor beni.
Yolların daraldığı,
umudun tükendiği
Nefesimin buz kestiği her çıkmaz günün sonunda
Kim bilir kaç kez oturdum porsuğun kenarında.
Kim bilir kaç akşamı birlikte ettik.
Umut işte…
Umut olmasa akar mı o?
Köpürüp gitse de, bağırsa da çağırsa da,
Kızabilir miyim ona.
O ki..
Umut taşır akşamdan sabaha
Sabahtan akşamlara.
Kim bilir kaç sabahı birlikte ettik.
Ben Porsuk kenarında;
O ise yatağında…
Kayıt Tarihi : 30.6.2016 12:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!