Sordunuz gülerekten,
Neden bu kadar erken
Saçlarınız ağardı?
Bunu neden sordunuz?
Sanki bilmiyordunuz.
Güldüm, benzim sarardı.
Ah, buna sevda denmez!
Bu zehre deva denmez! ..
Güldüm, birden derinden,
Karanlık bir enginden
Ruhuma zehir doldu.
Altı yıllık bir sevda,
Bu eski mavi rüya
Kalbimde bir kin oldu.
Ah, bu öyle bir kin ki..
Ah, o kadar derin ki..
Biraz gülmek istedim:
'Bu saçlarım mı? dedim,
'Ne için beyazlandı? ..
'Gözlerimde çizgiler
'Çevrildi birer birer,
'Ruhumda elem yandı:
'Altı yıl var ki, taşkın
'Ta kalbimde bir aşkın
'Hicranı kanat gerdi.
'Elimde cansız eli,
'Bir akşamdı, sevgili
'Kollarımda can verdi.
'Yaktım o gündenberi,
'Ruhumda bu kederi.
'Çektiğim bu hicrandı,
'Saçlarım beyazlandı,
'Gözlerimde çizgiler
'Çevrildi birer birer...
Ben susdum, baktım size
Gördüm ki çehrenize
Bir bulut germiştiniz.
Yalanımı dinlerken,
Bilmem ki böyle neden
Birden ürpermiştiniz? ...
Aldanmak ne zehirdir,
Nihayet tatmıştınız.
Siz de beni böyle bir
Hicrana atmıştınız.
Çılgınlar gibi taşkın,
Güldüğünüz bu aşkın
Öcünü aldım sizden.
Çehrenizi soldurdu,
Yalanım sizi vurdu
En ince yerinizden.
................
- senelerden sonra.......
Alnımda beyaz saçlar,
Yaşlı gözlerim yerde.
Alnımda, esen rüzgâr
Seni sorar: - O nerde? ...
Ah şimdi toprak olan
Çehrenden daha sarı:
Alnımda sessiz solan
Sonbahar yaprakları.
Kayıt Tarihi : 16.7.2009 16:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!