Ey hasretin vatanı, yalnızlığım benim!
Yıllarca hep dertleşmek istedim seninle;
İnsanca ve şehirce dönmedi bu dilim!
Halbuki sen dertleşmiştin nice şairle.
Kim bilir, hangi lisan ile konuştular?
Bak anlatmazsan, gücenirim içten içe!
Sakın ha, söyleme şairce konuştular.
Şairler konuşamaz, sen istemeyince!
Başkadır her semtin, her köşen, her mekanın...
Sen zaten hep aynı lisanı konuşmazsın.
Saysak diller dönmez, var yüzlerce lisanın...
Ve sen herkese aynı yerden dokunmazsın!
Eğer dokunmazsan ey aşıklar diyarı!
Vapur ile geçerken şu mavilikleri
Kim seyrederdi gökte uçan martıları?
Kim atardı onlara gevrek simitleri?
Ey büyük aşkların şehri, sen dokunmadan
Gülümseyerek birleştirip şu elleri
Hangi aşıklar çekerdi Ayasofya’dan
Güvercinler ile mutluluk resimleri?
Ey şehirlerin sultanı sen dokunmadan
Kim severdi o güzel erguvanlarını?
Hele karşılarken baharını Boğaz’dan
Kim fark ederdi o mavi bakışlarını?
Sana sorarım, belki vardır bir yanıtı;
Kim öğrenirdi sakladığın şu sırları?
Kim yazardı ve kim notalara alırdı
Büyük sevdalara yazılan mısraları?
Ey iki kıta tek şehir, ah bir anlatsan!
Ayrılık üzerine senin adın geçen
Şiirler ve besteler hep dillere destan.
Artık gerçekleri söyle, saklama bizden!
Ey iki yaka hasret şehir, söylesene!
Hazin ayrılıklarda hep sessiz kalırsın!
Kimse şahit olmadı ümit verdiğine!
Yine de şiir ve şarkılarda sen varsın!
Ey iki ayrı yaka, ayrılığın şehri!
İster dokun ister dokunma, sen bilirsin…
İstersen kursunlar onlarca köprüleri!
Kavuşmaz iki yakan, bitmez bu hasretin!
Ben bir köylü çocuğuyum, söylerim sana!
Yüzlerce lisanından pek anlamam senin.
Mavi bakışlarınla dokunmadın bana!
İki elim de iki yakanda bilesin!
Pendik / 28.11.2020
Mustafa BulanKayıt Tarihi : 28.11.2020 19:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!