Bu iki ucu kirli sorun nasıl çözülür sorusuna kendi adıma yanıt kolayca vermek isterdim ama sorun bu iki ucunu kirli hale getirildikten sonra ne işe yarar bilemem. Demokratik bir sistemde Kürt sorunu Türk sorunu diye bir sorun kalmaz.
Bunun için sosyalizmin gelmesini beklemeye de gerek yok. (elbette sosyalist bir sistemde temel çelişki ulusal çelişki değildir.onun için böyle bir sorunun var olması düşünülemez.) Sosyalist partiler ulusal sorunları yüzyıldır demokratik sorunlar çerçevesinde ele alarak çözmeye çalışırlar. Bir defa anlayış bu temelde oluşunca ve bu prespektifte ele alınınca sorunun geri kalanı teknik ayrıntıdadır. Özerk bir yönetim mi olur, eyalet sistemi mi olur, var olan yapıda bazı değişiklikler mi olur, bunlar işin ayrıntılarıdır. Hep birlikte tartışılır ve yine hep birlikte karar verilir.
Ülkemizde sorunun çözülmesinin önü bürokratik yapının gelenekselleşmesinden ve de demokratik yapının güdük kalmasından dolayı sert biçimde tıkanmış durumdadır. Türkiye'deki devlet yapısı sadece bu konuda değil birçok konuda en küçük bir adım atmama kararında ve direncindedir. Aslında incelenirse mevcut bürokratik yapı Demokrasi falan istemiyor. Bu yüzden de birçok sorunun önünü bu bürokrasi ve yapı tarafından tıkalı tutuluyor. Ancak sorunun önü sadece iktidar güçleri açısından değil başka açılardan da tıkanmış durumda. Sadece PKK'nın eylemlerine karşı değil demokratik parlamenter alanda mücadele eden ve etmeye çalışan Kürt sorununu öne çıkaran partilere karşı da histerik,ırkçı bir tepki var. Aslında bu tepkinin kökleri yüzeysel değil oldukça derindedir. Bunu bertaraf edip de siyaset sahnesinde yer alabilmek için Kürt partilerinin yapması gereken şey dayatılarak değil de, kendi iradesiyle demokratik bir ortamın yaratıla bilmesi için demokratik kanalları açık tutmaya ve barış taleplerini sürekli gündemde tutmak olmalıdır.
Anlaşılmayan diğer bir sorunda şudur. Bazı siyasi çevreler sık, sık şöyle bir argüman kullanıyorlar. Deniyor ki: 'Dağdaki eşkıya’yı siyasete sokmanın yolunu yapmaya ve bulmaya çalışıyorlar'. Sorunun bir yönü de burada kendini gösteriyor. Adam dağa çıksa suç, dağdan inse yine suç. Görülen odur ki, ortada bir tane bile PKK'lı olmasa, bu şekilde yıllar geçse yine de Kürt olduğunu söyleyerek haklar isteyerek parlamenter bir mücadele vermek o kadar kolay olmayacağa benziyor.
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta