Kimlik bunalımına düşürülmüş onca gençler,
Barlara lüks arabalarla akan zengin zübbeler.
Bu iki sınıf arasında, dağdan büyük uçurumlar
Fakirlerin inançlarıyla, dalga geçen kurumlar
Sonra hak ve adalet havarileri, aynı zübbeler
Sanki yoksullara inmiş bu din, kader-i keder.
Ya açlık sınırında, ya kader mahkûmu onlar
Zenginler beyazı, fakirler zenciyi oynuyorlar.
Fakirlik kader, açlık kader, işsizlik kader
Bu kadar çifte standart, bu ayrımcılık yeter.
Bu zulmün faturası, haşa İslam’a kesilmekte
Dini dar yobazlar, din libası tebdil-i kıyafette.
Asırlardır bu böyle, zenginler güçlü ve haklı
Üst sınıf parayla, fakirler yoksullukla nikâhlı.
Dümende, yine dümen çeviren düzenbazlar
En mazlum sözde onlarmış, en zalimi ırgatlar.
Vazgeçtiklerimiz, kaybettiklerimiz değildir.
Kaybettiklerimiz vazgeçemediklerimizdir.
Biz kayıplarımızı özleriz, yollarını gözleriz
Vazgeçtiklerimizden, selamı sabahı keseriz.
2022
Kayıt Tarihi : 28.6.2022 18:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!