İki Şeytan Arasında Şaşırıp Kalmışız

İKİ ŞEYTAN ARASINDA ŞAŞIRIP KALMIŞIZ.

Senenin biri. O zamanlar bizim kasabanın dincileri ikiye bölünmüş. İmamlarda öyle. Her iki zübür birbirine kanlı bıçaklı düşman. Kimse kimsenin ne camisine gidiyor, ne selam veriyor. Oysa aynı kitabı okuduklarını iddia ediyorlar. Ama nasıl bu kadar ayrı düştüler, kanlı bıçaklı oldular akıl sır erecek gibi değil.
SOLCULAR DA ÖYLE
Bir kurban bayramı. Bayram namazı için babam bir camiye gitti, abim başka bir camiye. Amam onların fırkayla FRAKSİYONLA bir işleri olmaz, mütedeyyin Müslümanlar. SOLCU AĞZIYLA HALK YANİ.
Neyse geldiler, bayramlaşıldı, kurban kesildi. Sıra kurban derisini vermeye geldi. Kasabada imam hatip okulu yapılıyor. Bir de Kuran kursu. İmam hatibi bir cemaat yapıyor, kuran kursunu diğer cemaat. Babam dedi ki kuran kursuna verelim. Abim atıldı bak baba hoca efendi az önce vaaz verdi onların her sakalının dibinde bir şeytan varmış.
Annem: O zaman İmam Hatip Okulu yapılıyormuş, ona verelim.
Babam: bizim hocada onlara, kafirden de tehlikeli, hatta Amerikan ajanıymış. sakın kurban derilerinizi vermeyin, yarın o koyun sizden hesap sorar; elinizle kendinizi yakmayın.. diye sıkı sıkı tembih etti. Dedi.
Velhasıl o şeytan, öbürü şeytan; iki şeytan arasında şaşırıp kalmışız.
O sırada bizi seyreden Hasan dayı:
Get Mağmıt, şu deriyi Mehmet emmine ver,bir şişe rakı alda gel de hazır et varken ey bir içelim anasını avradını … DERİYİ ŞEYTANA GAPTIRMAKTAN daha da günah değil ya.

Ne zaman, dinci, solcu dense bu olay gelir aklıma. Aynı kitapları okuyup, kendi kavgalarıyla halkı iki arada bir derede koyup, deriyi tüccara kaptırdığımız… sarhoş ettiğimiz halk gelir aklıma …………………………………………………………Mahmut Nazik