İki muhteşem kadın ve Zeynep
Hayatımın en güzel, en mutlu günlerimi çocukluğumda yaşadım. Bu mutluluğu iki yaşlı kadına borçlu olmak benim için ayrı bir mutluluktu. İlki babamın annesi yani babaannem
Adı Fikriye tonton çıtı pıtı bir kadındı beni sevmekle kalmaz adeta üzerime titrerdi. Benim çok nazımı çekmişti. İlkokul hayatım boyunca her yaz tatilinde beni yanına çağırırdı. Bende seve, seve giderdim. Giderdim diyorum babam vapura bindirir ve başka bir yolcudan bana göz, kulak olması için rica ederdi. Bandırma’da gemiden inerdik ve beni Balıkesir trenine bindirirdi. Gerisi kolaydı ineceğim istasyonu biliyordum Susurluk. Bu yolculuğu yapmak ise benim için başlı başına bir macera idi. Şehrin dışında, Tren istasyonunu geçince sıra, sıra yan yana bağlar başlardı. Bunlardan bir tanesi de bizimdi. Ne yazık ki son gidişimde ne bağ kalmıştı ne de çocukluğumdan bir parça. O günlerden hatırlayabildiğim sadece babaannemin benim için pişirdiği sabah kahvaltısı yerine tarhana çorbası idi.
2
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum