Nereye gittiği, kiminle konuştuğu belirsiz,
Yürüyor yine zamana karşı sokaklarda,
Seviyor deli gibi, hatun bundan habersiz,
Gönlünde o yosma, dudaklarında iki mısra,
Yüzünde tanımsız boşluk, gözleri ifadesiz,
Görürüm bu garibi aynı saatte, bu bakışlarla,
Yürüyor, ama kuru ağaç kadar kifayetsiz,
Dudaklarında ona hiç söyleyemediği iki mısra,
Tutunmuş sevdasına bırakmıyor, olsada takatsiz,
Hastalık sarmış bedenini, soğuk çivi gibi sırtında,
Yatıyor geniş şakaklarında hatıralar sessiz sessiz,
Ayağında buzdan pranga, dudaklarında o iki mısra,
Aşiyan’da oturur dalgalarla konuşur bazen, mecalsiz,
İçinde anlamsız bir cendere, boğuluyor bu dünyada,
Zamanında fener misali olan delikanlı sönmüş, ümitsiz,
Dudağında, “beni dinlemedin gülüm' diyen o iki mısra.
Kayıt Tarihi : 15.1.2010 01:10:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Alper Tuner](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/01/15/iki-misra-4.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)